beyaz atlı prens ve andromeda sendromu

Genç bir kadınsınız... Belki ailenin baskısından, belki çalıştığınız kentten, ya da içinden kurtulmak istediğiniz ortamdan kaçmak için alelacele bir karar verdiniz. İçinde bulunduğunuz durumla savaşmak yerine karşınıza çıkan ilk erkekle evlenmeyi seçtiniz.

Yaşınız kemale erdi ve neredeyse asırlardır evli bir kadınsınız. Şöyle geriye dönüp henüz evlenecek olgunluğa erişmeden, kendinizi hazır hissetmeden, gençliğinizin en güzel çağında özgürlüğünüzü kısa kesip, neden aceleci davrandığınızı anlamıyor ve soruyorsunuz kendinize; ''Acaba deli miydim ben?''diye... Telaşa kapılmayın deli değildiniz elbette... Sizinki sadece bir sendrom. Hani şu psikologların istem dışı içine düşülen kısır döngülerin, ruhsal karmaşanın her birini  klas bir isimle açıklayıp, durumunuza uygun düşeni hemen size giydiriverdikleri şeylerden. Bu sendromun adına da Andromeda Sendromu (Andromeda Kompleksi) demişler.

alektryon efsanesi ve güneşin habercisi horoz

Güne herkesten önce uyanıyorsa horoz; ve seher vakti güneşin doğuşunu haber veriyorsa tüm canlılara haykıra haykıra, vardır elbet bir sebebi. Doğadaki her canlı varlığıyla üstlendiyse bir görevi; bir nedeni olmalı değil mi?

Sadece seher vaktini ve gün doğumunu haber vermez horoz. Aynı zamanda kümesinin koruyucusu ve bekçisidir de... Antik çağda tüm doğayı ve canlıları kişileştiren insanoğluna göre, böylesi bir görevi üstlenmesinde tanrıların parmağı olsa gerektir. Mitolojide horoza bu sorumluluğu yükleyen tanrıysa; Ares'tir.

mitolojide uyku ve rüyalardan günümüze gelenler

Uyku tanrısı Hypnos ve üç oğlu gündelik yaşantımızda sıkça kullandığımız bazı kavramlara kaynaklık ettiği gibi, tıbbi terminolojide geniş bir yer kaplar. İlaç sektöründe de kimi ilaçlarda Hypnos ve onun efsanelerinde yer tutan kişi, nesne ve bitkilerden esinlenilen isimlere rastlamak mümkün.

Uyku (Hypnos); Gece'nin (Nyks) oğlu, Ölüm'ün (Thanatos)'un  ikiz kardeşidir. Uyku ve Ölüm'ü birbirinin benzeri kabul etmiş antik çağda insanlar ve sadece kardeş değil ikiz kardeş olarak düşünmüşler ikisini. Sanatta ve efsanelerde birlikte resmedip anlatmışlar Thanatos ve Hypnos'u. Thanatos huzurlu ve iyi ölümü sembolize ettiği için; günümüzde ''Ötanazi'' kelimesi bu tanrıdan alır kökenini. Hypnos'un karısı Pasithea ise, tanrıça Hera tarafından sunulan bir ödüldür kendisine.

kılavuzu karga olanın... corvus takım yıldızı

Ne gelirse dilinden gelirmiş insanın başına. Sadece insanların mı? Karga da dilinden çekmiş ne çektiyse. . Ne kendisi huzur bulabilir boşboğazlığından, ne de yoldaşlık ettikleri... Önce gece kuşu görevinden sürülüp yerini baykuşa kaptırır; ardından bembeyaz tüyleri kazan karasına dönüşür... Ve nihayetinde ebedi bir susuzluğa mahkum edilerek gökyüzünde bir takımyıldızının parçası olur karga.

Karga başlangıçta tanrıça Athena'nın kutsal hayvanı, gözdesi ve yoldaşıdır. Bakire tanrıça Athena Troya savaşı sırasında kendisine silah yapmasını istemek için demirci tanrı Hephaistos'un atölyesine gider bir gün. Demirci tanrı kendisiyle birlikte olması koşuluyla kabul eder gök gözlü güzel tanrıçanın isteğini. Silahlara karşılık bir bedel ödemeye hazırdır Athena fakat Hephaistos'un talep ettiği bedeli değil tabi ki.... Bakire tanrıça bu teklifi reddeder lakin onun teklifini reddetmesi durdurmaz demirci tanrıyı ve zorla birlikte olmaya çalışır tanrıçayla.

agave... hangimiz sabır otu değiliz ki?

Agave tanrıların gazabına uğrayan ve çektiği acı nedeniyle yine tanrılar tarafından doğadaki bir bitkiye dönüştürülen; sabır otu olarak acılarına son verilen, mitolojinin en dramatik kahramanlarından biri.

Antik Yunanistan'da Thebai kentinin kralı Kadmos'un kızıdır Agave. Diğer üç kız kardeşiyle mutlu mesut devam eden hayatları, çapkın tanrı Zeus'un, kızkardeşleri Semele'ye göz dikmesiyle hareketlenir ve kaderleri şekillenir.
                                                               
Semele'ye aşık olan Zeus kılık değiştirip güzel prensesle birlikte olur. Zeus'un çapkınlıklarını yakın takipte olan karısı Hera, Semele ile ilişkisini farkedince; yaşlı bir kadın kılığında prensesin yanına gelip, onun güveninin kazanarak sırrını kendisine açmasını sağlar. Genç kız yaşlı kadına hamile olduğunu ve çocuğunun babasının Zeus olduğunu söyleyince, kurnaz tanrıça şüphe tohumlarını ekiverir oracıkta Semele'nin kalbine. Ya çocuğunun babası kendisini Zeus olarak tanıtan sıradan biriyse?

yalıçapkını kuşuyla yaşama dönen aşk... alcyone ve ceyx

Yalıçapkını kuşu, renkli tüyleri kısacık boynuna inat büyük kafası ve upuzun gagasıyla su kenarlarında sürekli avını gözleyen, eşiyle birlikte avlanıp yavrularını büyüten, avcılıktaki becerisiyle hayranlık uyandıran bir kuş. Avını gördüğünde su kenarlarında tünediği yerden avı üzerine bir savaş uçağı kadar süratle inen, uçarken mavi bir ışık huzmesi gibi görünen, uçarken çığlığı andıran tiz sesiyle öten bir balıkçı kral.

Yalıçapkını eşinden ayrılmadan yavrularını büyüten evcimen bir kuş. Onun bu tarzına uygun bir hikayeyle taçlandırmış geçmişte insanlar yalıçapkını kuşunu... Fiziksel güzelliklerinin yanı sıra birbirlerine olan derin aşklarına ölümlüler kadar tanrıların da hayran olduğu  Alcyone ve Ceyx (Alkyone ve Keyks) efsanesiyle almış yalıçapkını kuşu mitolojide yerini.

tarihin tanıklarından mirzaoba köyü ve mudanya

Yolunuz Trilye veya Mudanya'ya düşerse; Mudanya dağlarına yaslanmış, mağrur bir edayla Marmara denizine hakim tepelerden Mudanyayı izleyen, Çanakkale Savaşında en fazla şehit veren köy unvanına sahip Mirzaoba köyüne uğramadan geçmek büyük haksızlık.

Arkadaşlarla çıktığımız gezide biz bu haksızlığı yapmayalım, tarihi bu topraklar için savaşmak ve asker yetiştirmekle geçmiş bir köye gece bile olsa uğramadan geçmeyelim dedik ve uğradık.

Şafak tanrıçası Eos altın arabasına binip, kardeşi güneş tanrısı Helios'a dünyanın kapılarını açmadan, gecenin sessizliği ve koyu karanlığında ulaştık Mirzaoba köyüne.  Marmara denizini Mudanya dağlarının zirvelerinden, güneşin ışıkları altında değil belki ama Mudanya'nın ışıklarının düşen aksiyle izledik; geceyi delip geçmeye çalışan bakışlarımızla.