arkeoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
arkeoloji etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Kroisos ve kehanette ustalık testi

Antik çağda bilicilik merkezleri bir çeşit karar mercii gibi çalışır. Kimi zaman kurulacak kent için yer önerisi almak, kimi zaman yapılacak bir savaş veya düzenlenecek seferin sonucunu önceden kestirmek için kahinlere danışılır.

Smyrna kentinin Pagos Dağı eteğinde kurulması için Klaros, Apollonia (Gölçayır-Ulubat) kenti için Didyma Apollon Tapınağı kahinlerinin, fal vermesi kehanetle kurulan kentlere örnekken; kralların çıkacağı seferin sonucunu öğrenebilmek için kehanet almalarının bir örneğini, Herodot'un anlatımıyla Kroisos'un  Perslere karşı düzenlediği seferde detaylarıyla öğreniyoruz.

genç bir kızın mezarından sütunun başlığına yolculuk

Geçmişten günümüze ulaşan, insan elinin değdiği eserleri izlemek bize neden keyif verir bilir misiniz? Çünkü atalarımız doğanın şekilsiz, vasıfsız, duygusuz birer parçası olan, taşı, toprağı ve mermeri işlerken her birine ruh katarak, onu yaşayan, onlarla beraber soluk alan,  geçmişi ve hikayesi olan birer varlığa dönüştürdüğü içindir ki, onları izlemek bize zevk verir.

Teknolojinin doğayı tekdüze, ruhsuz, duygusuz yaşam alanlarına dönüştürdüğü günümüzün aksine, eski çağlardaki insanların eline aldıkları her nesneye estetik, zarafet ve duyguyla dokunmuş olmaları onları bizim gözümüzde bu kadar eşsiz ve güzel kılıyor muhtemelen.Tıpkı yapıların mimari elamanlarından biri olan sütunları süsleyen başlıklarda olduğu gibi.

güneş ülkesi için tarihin ilk köle isyanı

Tarihte pek çok ilke kaynaklık eden Anadolu'da, yaşanan bu ilklerin belki de en anlamlısı Aristonikos önderliğinde gerçekleşen tarihin en büyük ilk köle isyanı ve sosyal hareketidir.

Güneş ısısını ve ışığını nasıl herkese  aynı yansıtıyorsa; ülkede eşitlik ve adalet de güneş gibi olmalı. Güneş ne fakirin ısısından kısıp zengine, ne kadının ışığından kısıp erkeğe verir.

Bir ülke düşünmelidir, tıpkı güneş gibi... Adaleti güneş gibidir; eşit dağıtılır. Mülkiyet güneş gibidir; herkes hakkına düşen kadarını eşit alır. Yasaları  güneş gibidir; tüm vatandaşlar o yasalar önünde cinsiyet, din, dil, milliyet ayrımı gözetmeksizin eşittir.

anabasis... onbinlerin kandırılışı

Yıl M.Ö 401 ; Lidya Satrabı Pers Prensi Kiros, krallığın kendi hakkı olduğunu düşündüğü için, Yunanistan, batı Anadolu ve Trakya'dan toplanan paralı Hellen askerlerden ve Persler'den oluşan bir orduyla, abisi Pers kralı  II.Artakserkses'e karşı bir sefer düzenler. Bu darbe yapmaya yönelik seferi o kadar gizli tutar ki, ordusunda yer alan paralı askerler bile neye ve kime karşı savaşacaklarını bilmeden binlerce kilometre yol alırlar.

Bu sefere katılanlardan biri de Atina'da aristokrat bir ailenin oğlu olan, Sokrates'in öğrencisi, tarihçi, yazar ve filozof Ksenophon'dur (Yaklaşık M.Ö 430-355). Paralı asker olarak prens Kiros'un ordusuna katılan Ksenophon da, sık sık, yazdığı kitabında para için değil dostluk için bu sefere çıktığını, aldığı parayı dini amaçlar için kullandığını belirtir.

tarihte ne değişti?

Pers kralı Kserkses M.Ö 480 yılında Salamis deniz savaşında Hellenler tarafından yenilgiye uğratılınca, fethettiği Yunan topraklarını komutanı Mardonios'un idaresine bırakarak geri çekilir.

Mardonios idaresindeki Pers ordusunu Hellas'tan tamamen atabilmek için, içinde Atina, Sparta, Megara, Korint'in de yer aldığı bir grup kent devleti birleşerek, tarihçi Herodot'un ifadesine göre yaklaşık yüz on bin kişilik bir ordu oluştururlar.

denize söven suları döven diktatör..kserkses

Omuzlarınıza yüklenen yükün büyük, derdinizin çok mu olduğunu düşünüyorsunuz? Cevabınız evet ise  bu cevabı duyunca, Çanakkale Boğazı (Hellespontos) isyan edip haykıracak size: ''Benden büyük dert, benden ağır yük taşıyan yoktur tarihte'' diye.

Eeee haksız da değil hani isyan etmekte. Kolay değil koskoca iki kıtanın ayağı olup sırtını köprü yapıp dertleri'de, yükleri de taşımak.

çanak çömlek deyip geçmeyin

Tarihi buluntular deyince seramikler akla gelenlerin en başında yer alır. Çağları aşıp günümüze ulaşan,parçalar veya bütün halinde ele geçen seramikler basitçe çanak çömlek deyip geçemeyeceğimiz, geçmişi okumak için en önemli bilgi kaynaklarıdır.

 İlk bakışta işlenmiş ve toprağın şekil almış halinden öte bir şey ifade etmeyen bu kıymetli buluntuları, bu kadar önemli kılan şeyin ne olduğunu ve bizlere neleri anlattıklarını merak ettiniz mi hiç?

antik çağdan...bugün ne yapmalı?


Hesiodos M.Ö 700'lü yıllarda yaşamış, Anadolu'da Kyme'de  (Aliağa yakınında bir antik kent) doğup, Yunanistan'da Boiotia'da hayatına devam etmiş bir şair. Antik çağın sosyal yaşamı gündelik işleri, çiftçiliği ile ilgili bilgileri,tanrıların doğumundan görevlerine kadar isim isim yazarak çağının dini inanışlarını bizlere ulaştırmış kıymetli bir kaynak.

Ayın hangi günlerinde ne tür işler yapmalı? Erkek ve kız çocuklar hangi günlerde doğmalı? Aşkın ve ibadetin makbul olduğu günler hangileri?

Ekimin ve hasatın yapılacağı bereketin artacağı , şansın ve uğursuzluğun bize eşlik edeceği günlere Hesiodos'un anlatımıyla şöyle bir göz atmaya ne dersiniz?

savaş ve taktik dehası halk..iskitler

Perslerin kendilerine sefer hazırlığına giriştiğini öğrenen, Avrupa'da devlet kurmuş ilk Türkler olma özelliğine de sahip olan İskitler (Saka), M.Ö  513 yılında bu saldırıyı karşılamak için ön hazırlıklara başlarlar.

Trakya'nın kuzeyinden başlayıp, günümüzdeki Bulgaristan ve Romanya'nın bir bölümü ile Ukrayna'yı kapsayan coğrafya üzerinde yer alan İskitler, Perslerin saldırılarına karşı birleşmek için komşu ülkelere elçiler gönderirler.

Komşuları olan ülke halklarının kral ve şefleri Perslerin saldırı hazırlıkları karşısında ne yapacaklarını konuşmak üzere bir araya toplandıklarında İskit habercileri onlara önerilerini iletirler:

antik çağdan bir sefer hazırlığı

İnsanların yaşadığı topraklara dışarıdan gelen bir saldırı karşısında, bir araya gelip direnmesi ve savaşması doğal. Sahip olduğu, yaşamının idamesi için gerekli kaynaklarının az olması, neslinin sürekliliği için yeni kaynaklar bulma zorunluluğundan başka yerlere yönelmesi ve savaşması da kabul edilebilir bir durum.

Fakat bu sebepler dışında orduların savaşma isteğini hiç anlayamamışımdır.Antik çağda yapılan savaşlarda diktatörlerin ve imparatorların daha fazla güç için binlerce kilometreyi aşması anlaşılabilir belki, ama bu duruma ayak uydurup onların peşlerine takılan farklı ülke ve kentlerin insanlarını anlamak güç gelirdi.

nokta yazıya nasıl düştü ?

Yazılı metinlerin tarih sahnesine çıkmasıyla birlikte, bu metinlerin, cilt cilt sıralanmış kitaplar, kelime aralarına konulan boşluklar, nokta ve virgülle anlamlandırılmış yazılar olduğunu mu düşünüyorsunuz? O halde çok yanılıyorsunuz.

Günümüzde antik çağın abideleri olarak gözümüzü okşayan kütüphaneleri dolduran kitaplar nasıldı dersiniz? Bergama Kütüphanesinde 200 000, İskenderiye Kütüphanesinde 150 000. Efes Celsus Kütüphanesinde 14 000 kitap vardı derken; bunlar pek çoğumuzun hayalinde canlandırdığı gibi ciltlerle duvarlara dizilmiş kitaplar değildi elbette.

Ölüdeniz yazmaları
                                  Ölüdeniz'de ele geçen yazmalar

tomris hatun..bir kadının intikam yemini

Massaget'ler Hazar Denizi ve Aral gölü arasında kalan coğrafyada hüküm sürmüş bir halk. Herodot yaşadıkları coğrafyayı tarif ederken, Hazar Denizinin güneybatısı yönünden Kafkaslarla kesildiğini, gün doğusunun ise uçsuz bucaksız ovalara açıldığını söyler. Aynı zamanda Massagetlere İskitler dendiğini ifade ederken, Strabon Massagetleri Sakalar olarak tanımlar. Massaget, İskit ve Sakaların aynı kavim veya aynı kavimin boyları olabileceği görüşü hakim.

Massaget ve İskitlerin yaşadığı coğrafya üzerinde daha sonra Türklerin varlığını sürdürmesi, karakter ve yaşam tarzı, inanış ve gelenekleri açısından benzerlikler görülmesi nedeniyle bu halkların Türklerin kökeni olabileceği, kabul gören bir düşünce.

özgür ruhlu ışık ülkesi insanları.. lukkalar

Türkiye haritasında Fethiye'den Kemer'e doğru kuzeye bombeli yay şeklinde bir çizgi çekersek, çizginin güneyinde, yani deniz tarafında kalan topraklara kabaca Lukka (Likya) diyebiliriz. Günümüzde Muğla'nın Fethiye ilçesi ile Antalya'nın Kaş, Kale, Finike, Kumluca ve Kemer ilçelerinin bulunduğu Teke Yarımadası olarak geçen alanı kapsar.

Amasya'lı Strabon (M.Ö 64-M.S 24), Anadolu'dan Roma'ya kadar yaptığı gezileri kaleme aldığı Coğrafya adlı eserinde, gezdiği yerler ve halklar ile ilgili bilgiler verir. İyi veya kötü o kentlerle veya krallıklarla ilgili pek çok tespitte bulunur. Övgüyle sözünü ettiği halklar da vardır anlatımlarında ama Likya halkını, hiç bir halk için söylemediği sözlerle över.

tarihte erkeklere karşı ilk kadın protestosu

Yunanistan'ın Dorlar tarafından istila edilmesiyle, Yunanistan'dan kaçan İyonlar, Dorlar ve Aiollar Anadolu'nun Ege kıyı şeridine göç ederler.

İçlerinden Atina birliğinden gelen ve kendilerini İyonların en soylusu sananlar, kadınlarını yanlarında getirmezler. İşgal ettikleri Milet'te ana babalarını öldürdükleri Karyalı kadınları eş olarak alırlar. Bu cinayetleri ödetmek için,Karyalı kadınlar babalarını, kocalarını ve oğullarını öldürüp kendileriyle yaşamaya kalkışan erkeklere karşı, yeminle bağlandıkları bir yasa koyarlar.

alyattes tümülüsünde aşk kızlarının emeği

Lidya Kralı Kroisos'un babası Alyattes'in M.Ö 561 'de ölümünün ardından yapılan anıt mezar, örnekleri içinde, Anadolu'da yapılan en büyük tümülüstür.

Tümülüsler genellikle düz arazi üzerinde,bir mezar odası ve bu odaya ulaşılan bir geçit yapıldıktan sonra, üzerleri yığma toprakla doldurulan, etrafı taş bloklarla çevrelenen koni şeklinde yükselen yığma mezarlardır.

tarihin ilk grevi nasıl sonuçlandı?

Milet, Ege kıyısında, İyon birliğinin en güçlü metropol kentlerinden birisi. Başlangıçta Dört limanı ile antik çağda doksandan fazla şehri kolonize etmiş bir liman kenti iken, günümüzde Menderes nehrinin taşıdığı alüvyonların dolmasıyla denizden 10 km kadar uzaklaşmış.

Kentin en dikkat çekici yapılarından biri olan 15 bin seyirci kapasiteli tiyatro en iyi koruna gelmiş eserlerden birisi. Roma dönemi mimari özellikleri gösteren Milet Tiyatrosu, M.S I.yy'da, 100 yılları civarında yapılmış. İnşaat sırasında yaşanmış bir olay ise, tiyatroda yer alan bir yazıtla günümüze ulaşmış.

kardeş kavgası ve kimmerler

Kimmerler tarihe, iyi kılıç ve balta kullanan, cesur ve gözü pek savaşçılar olarak geçmiş bir millet. Yüzyıllar boyu varlığını devam ettirebildiği asıl yerleşim alanları ise karadenizin doğusu ve kuzey kıyıları. Günümüzdeki Kırım isminin kökeni Kimmerden gelmekte. Çocukluğumuzun çizgi roman kahramanı Barbar Conan Kimmeryalı bir savaşçı olarak düşünülüp çizilmiş. Savaşçı  kadınlar olan Amazonların Kimmer olduğu tartışmasız kabul gören bir gerçek.

Amazonlar Troya Savaşında, Troyalıların yanında yer alırlar. Akhilleus'un Amazon Kraliçesi Phenteselia'yı öldürmesi ve ölümünden hemen önce ona aşık olması Troya Savaşının en trajik hikayelerinden birisidir. Savaşta pek çok Aka'lıyı öldüren Phenteselia, Akhilleus tarafından yaralanır. Yere düşen kraliçenin miğferini kaldıran Akhilleus, Phenteselia'nın gözlerine bakınca ona aşık olur fakat kraliçe Akhilleus'un kollarında can verir.

babilde evlilik müzayedesi

Tarihin Babası Herodot'un  Halikarnas'ta (Bodrum) M.Ö 490 yıllarında doğduğu,468-467 yıllarında tanınmaya başladığı ve 425 yıllarında öldüğü kabul edilir. Kitabında aktardıkları V.yy ortalarında dünyanın farklı ülkelerine şöyle bir gezinti imkanı sunar bizlere. Gezdiği yerlerdeki gözlemlerini ve duyup dinlediklerini kendi yorumlarıyla, şiirsel ve akıcı bir dille anlatırken tarihe keyifli bir yolculuk yaptırır.

Anlatımındaki felsefi yaklaşım ve şiirsellik bazen onu konudan uzaklaştırır. Bazı tarihçiler anlattığı olayların bir kısmına şüpheyle yaklaşır ama bu şüphe, onun tarihçi kimliğine arada gölge düşürse de ''Tarihin Babası'' unvanını korumasına ve hala kitabının kaynak kitap olarak kullanılmasına engel olamamakta.

antik çağdan matematik problemleri

Her birimizin okul yılları, anne babamızın, Ömer'in, Ayşe'nin yaşını hesaplamakla geçti. Sadece bizler mi yılları, yaşları hesapladık ? Bir kaç matematik problemiyle, bakın Antik Çağda neleri nasıl hesaplıyorlarmış:))
matematik

miras bırakılan ülke..Bergama

Bir ülke kağıt üzerinde başka bir ülkeye miras olarak bırakılabilir mi? Sakın hemen hayır demeyin, zira tarihte bunun bir örneği var. Üstelik bu ülke, yaşadığımız coğrafyada, bu topraklar üzerinde kurulmuş ve 150 yıl varlığını devam ettirmiş.

Yapılan kazılarda ele geçen buluntulara göre Bergama (Pergamon) arkaik devirde küçük bir yerleşim yeridir. Adı ''kale'' veya korunaklı müstahkem yer'' anlamına gelmekte.Kentin akropolündeki yerleşimin izlerini gösteren buluntular M.Ö 7.ve 6.yy'a dayanmakta. Hakimiyeti altında kaldığı; Frigya Krallığı, Lidya Krallığı ardından Pers İmparatorluğu, İskender'le beraber Makedonya Krallığı derken, M.Ö 282 yılında, merkezi Bergama kenti olan bağımsız bir ülke olarak tarih sahnesine çıkar.