başa tac olan aşk... defne ve apollon

Apollon tanrılar arasında hem gözü hem kulağı okşayan özellikleriyle en göz alıcı olanı belki. Kusursuz erkek güzelliği, bir kadının ruhunu okşayacak şiir, müzik gibi sanatsal yeteneği ve bu kavramlar üzerindeki hakimiyetiyle, mutlu sonla biten aşk hikayeleri beklenirken, aksine aşktaki talihsizliğiyle öne çıkan bir tanrı. Talihsizliğinin nedeni olarak ise Eros'u, yani Aşk'ı hafife alması ve onu hor görmesi gösterilir Apollon'un.

Olimpos'ta tanrıların katıldığı bir ziyafette karşılaşır Eros (Aşk) ve Apollon. Sırtında okları, elinde gümüş yayı ve yürürken yeri göğü inleten adımlarıyla güçlü kuvvetli bir delikanlıdır Apollon. Karşısında okları sırtında, küçücük yayı elinde, sevimli bir erkek çocuk silüetindeki Afrodit'in oğlu Eros'u gören tanrı dalga geçer Aşk'la. Kendisi  canavarları, vahşi ve güçlü hayvanları, insanları oklarıyla öldürürken, küçücük oklarla onun ne yapabileceğini söyleyip dalga geçer Eros'la. Eeee Aşk bu; ne hafife almaya, ne de dalga geçmeye gelir onunla. Onun bu küçümseyen sözlerine içerleyen Eros'un intikamını alması uzun sürmez Apollon'dan.