Antik çağın süper kahramanı, pek çok mitolojik hikayenin vazgeçilmezi Herakles, yani namı diğer Herkül, Zeus ve Miken kralının kızı Alkmene'nin çocuğu. Alkmene'nin güzelliğini gören çapkın Zeus, prensesle kocasının kılığına girerek birlikte olur. Zeus'un çapkınlıkları ve gayrimeşru çocuklarını takip altında tutan karısı tanrıça Hera'nın gözünden Alkmene'nin Zeus'tan hamile kalması kaçmaz tabii. Ve Hera'nın yaşamı boyunca üzerinde olacak olan gazabı, daha anne karnındayken başlar.
Perseus soyundan gelen Alkmene'nin mensubu olduğu sülaleden doğacak ilk çocuk kral olup, insanlar üzerinde büyük bir güç sahibi olacaktır. Bu kehanet nedeniyle doğacak çocuğun krallığını bertaraf etmek için Herakles'in doğumunu geciktirip, aynı sülaleden hamile bir kadının çocuğunun yedi aylıkken doğmasını sağlar. Daha doğmadan hakları elinden alınan Herakles, doğumdan hemen sonra başlar yaşam mücadelesine. Hera beşikte yatan bebeği öldürmesi için büyük bir yılan gönderir fakat; Herakles bebek, elleriyle yılanı boğarak öldürür.
İyi bir eğitim alır Herakles. Ata binmeyi, güreşmeyi, kılıç kullanmayı ve ok atmayı en iyi ustalardan öğrenir. Yetişkinlik çağına geldiğinde bileği bükülmez dövüşte yenilmez bir erkek olur.
Anne karnına düştüğü andan başlayıp, beşiğe yattığı zaman yaşamına kast etmeyle başlayan Hera'nın gazabı, ölümüne kadar peşini bırakmaz Herakles'in. Hera'nın başına sardığı belaları savuşturmak, zorunlu olarak kahraman olmasına neden olur. Gerçek kahramanlar kahraman olmak için çaba sarf etmeyen insanlar değil midir zaten? Onları kahraman yapan, karşılaştıkları zorlukların insanlığın yararı adına üstesinden gelmesi, şartların gereğini yapması nedeniyle uğraş vermesindendir.
Herakles (Antalya Müzesi)
On sekiz yaşına geldiğinde kente musallat olan bir aslanı, ardından zorba bir kralı alt eder kahramanımız. Hizmetlerine karşılık olarak kral, kızı Megara'yı ödül olarak verir Herakles'e. Tam Megara'dan doğan çocuklarıyla mutlu mesut yaşayan bir aile olması gerek diye düşünülecekken, Hera işin içine girip kahramanımızı çıldırtır. Cinnet geçiren Herakles eşi ve çocuklarını öldürünce, suçlarından arınmak için; kendisinden önce doğup, tahta oturma şansına erişen kuzeni Eurystheus'un hizmetine girmesi salık verilir Apollon kahinleri tarafından.
Eurystheus tarafından Hera'nın yönlendirmesiyle, işlediği suçun kefareti olarak, bir birinden zor on iki görev verilir Herakles'e. Mitolojide epey yer tutan, her biri diğerinden daha zorlu olan, ''Herakles'in on iki işi'' olarak geçen bu görevlerde neler yoktur ki..
Kol gücü, topuzu ve oklarıyla başardığı görevleri, dünyanın neredeyse dört bir tarafındadır. Derisini yüzüp sırtına post olarak geçirdiği Nemea Aslanından tutun, dokuz başlı ejderi, korkunç yaban domuzunu, altın boynuzlu tunç ayaklı geyiği, tunç gagalı ve pençeli insan etiyle beslenen kartalları, azgın bir boğayı, insan eti yiyen atları, Amazon kraliçesi Hippolite'yi, cehennemin bekçisi üç başlı köpek Kerberos'u, üç başlı dev Geryoneus'u, alt eder. Devin sürülerini almak için gittiği dünyanın batı tarafında Cebelitarık Boğazından geçer ve buraya anı olarak, daha sonra buraya geçit yerine ''Herakles Sütunları'' denmesine neden olacak olan, iki tane sütun diker.
Batı kızlarından altın elmaları almak için dünyayı sırtında taşıyan Atlas'ın yerine bir süreliğine dünyayı sırtına alır. Kendisini küçük düşürmek için verilen dağ gibi gübrelerin biriktiği ahırı temizleme görevini başarmak için, iki tane nehrin yönünü değiştirip, ahırın içinden akıtır. Cehennem bekçisi köpeği dünyaya çıkarmak için, yer altına, ölülerin ülkesine iner.
Bu zorlu görevleri bitince çilesi yine bitmez Herakles'in. Deianeira ile evlenmeye karar verdiğinde kıza talip olan rakipleriyle karşı karşıya gelir. Herakles'i karşılarında gören rakipler geri çekilir. Deianeira için dövüşeceği tek bir rakip kalır karşısında; ırmak tanrı Akheloos. Farklı şekillere girme yeteneği olan, kimi zaman boğa, kimi zaman yılan, kimi zaman ejder kılığına girebilen Akheloos'un bu özelliğinden korkan Deianeira Herkales'le evlenmeyi tercih eder.
Deianeira'ya aşık olan Akheloos'la Herakles, güzel kız için kapışırlar. Zorlu bir güreş başlar iki erkek arasında. Bu güreşte yenilmek üzere olan Akheloos yılan kılığına girer. Herakles tam yılanı boğacakken, bu kez azgın bir boğaya dönüşür ırmak tanrı. Herakles boğanın bir boynuzunu kopararak onu alt eder ve Akheloos Deianeira'dan vaz geçmek zorunda kalır. Rivayete göre bereketin sembolü olarak kabul edilen boynuz, Herakles'in ırmak tanrı Akheloos'dan kopardığı bu boynuzdur.
Herakles, Nessos, Deianeira
Kırmızı figür Kylix (İçki kabı) M.Ö 420-410
Başı bir türlü dertten kurtulmayan Herakles, bu kez de başka bir ölüme sebep olunca, yaşadığı yerden sürgün edilip, yollara düşer yine. Karısı Deianeira ile bir ırmağı geçmesi gerekince, ırmakta yolcuları karşıdan karşıya geçiren at adam Nessos'a teslim eder karısını. Nessos karısını sırtına alıp geçirirken, kendisi de yüzerek geçer karşıya. Kıyıya vardığında Nessos'un Deianeira'ya tecavüz etmeye yeltendiğini görünce, ucu öldürdüğü dokuz başlı ejderin kanına batırılmış okunu fırlatır at adamın üzerine. Zehirli okla vurulan Nessos, ölmeden önce yapar yapacağı kötülüğü ve kendisine tacize yeltendiği için üzüntüsünü dile getirerek, adına aşk iksiri dediği, içinde yarasından akan zehirli kanın olduğu bir iksir verir güzel kadına. Güneşten uzak tutup kimseye göstermemesini tembih ettiği bu iksiri kullanması halinde, Herakles'in ömür boyu onu sevip sadakatle bağlı kalacağını söyler Deianeira'ya.
Deianeira Nessos'tan aldığı iksiri bir kenara saklar. Üzerinden zaman geçer. Bu arada Herakles boş durmaz. Kahramanlıklarına devam ederken, ele geçirdiği bir kentin kralını öldürüp kızı İole'yi alıp evine getirir. Kocasını İole'ye kaptıracağından endişe eden Deianeira, kıyafeti kirlendiği için kendisinden temiz bir gömlek isteyen Herakles'e Nessos'un verdiği iksirden sürdüğü gömleği verir.
Üzerindeki gömlekle gün ışığına çıkan Herakles, güneşin ışıklarıyla beraber vücudunda dayanılmaz bir acı hisseder. Gömleği üzerinden çıkarmak için uğraşır fakat güneşin sıcaklığıyla zehirli gömlek yanıp vücuduna yapışarak ateşten bir gömleğe dönüşür. Herakles üzerindeki ateşten gömlekle acılar içinde kendisini ırmağa atar ama su buharlaşıp daha fazla acı çekmesine neden olur. Yaptığının farkına varan Deianeira kendini asarak intihar eder.
Herakles çektiği acıya dayanamayarak odunlardan bir yığın yapıp, ateşledikten sonra, ateşin içine girer. Zeus oğlunun bu durumuna acıyarak onu Olympos'a yanına alarak ölümsüzlerin arasına girmesini sağlar.
Herkül'ün ölümüne neden olan bu gömlek, ''Nessos Gömleği'', ''Kanlı Gömlek'' ya da bizdeki deyimiyle ''Ateşten Gömlek'' tabiriyle içine düşülen sıkıntılı durumların ifadesi olarak kullanılır. Gözle görülen her türlü tehlikeyle başa çıkılabilirken, entrikalarla zor duruma düşülen anların en iyi ifadesidir ateşten gömlek. Günümüzde ise Nessos'un yerini kimi zaman bir insan, kimi zaman bir ülke almakta, saf bir Deianeira bulup kullanmakta.
Teşbihte hata olmaz...Nasıl ki evini paylaştığı, koynuna aldığı Deianeira bütün zorlukların üstesinden gelen Herkül'e, çöküşüne ve ölümüne neden olan, Nessos'un zehirli gömleğini giydirdiyse; bu aralar Nessos'un eline verdiği zehri, sonunun nasıl olacağını bilerek veya bilmeyerek üzerimize giydirdi Deianeira. Aynı ateşten gömlek şimdi bizlerin sırtında. Sonumuz hayır ola...
Perseus soyundan gelen Alkmene'nin mensubu olduğu sülaleden doğacak ilk çocuk kral olup, insanlar üzerinde büyük bir güç sahibi olacaktır. Bu kehanet nedeniyle doğacak çocuğun krallığını bertaraf etmek için Herakles'in doğumunu geciktirip, aynı sülaleden hamile bir kadının çocuğunun yedi aylıkken doğmasını sağlar. Daha doğmadan hakları elinden alınan Herakles, doğumdan hemen sonra başlar yaşam mücadelesine. Hera beşikte yatan bebeği öldürmesi için büyük bir yılan gönderir fakat; Herakles bebek, elleriyle yılanı boğarak öldürür.
İyi bir eğitim alır Herakles. Ata binmeyi, güreşmeyi, kılıç kullanmayı ve ok atmayı en iyi ustalardan öğrenir. Yetişkinlik çağına geldiğinde bileği bükülmez dövüşte yenilmez bir erkek olur.
Anne karnına düştüğü andan başlayıp, beşiğe yattığı zaman yaşamına kast etmeyle başlayan Hera'nın gazabı, ölümüne kadar peşini bırakmaz Herakles'in. Hera'nın başına sardığı belaları savuşturmak, zorunlu olarak kahraman olmasına neden olur. Gerçek kahramanlar kahraman olmak için çaba sarf etmeyen insanlar değil midir zaten? Onları kahraman yapan, karşılaştıkları zorlukların insanlığın yararı adına üstesinden gelmesi, şartların gereğini yapması nedeniyle uğraş vermesindendir.
Herakles (Antalya Müzesi)
On sekiz yaşına geldiğinde kente musallat olan bir aslanı, ardından zorba bir kralı alt eder kahramanımız. Hizmetlerine karşılık olarak kral, kızı Megara'yı ödül olarak verir Herakles'e. Tam Megara'dan doğan çocuklarıyla mutlu mesut yaşayan bir aile olması gerek diye düşünülecekken, Hera işin içine girip kahramanımızı çıldırtır. Cinnet geçiren Herakles eşi ve çocuklarını öldürünce, suçlarından arınmak için; kendisinden önce doğup, tahta oturma şansına erişen kuzeni Eurystheus'un hizmetine girmesi salık verilir Apollon kahinleri tarafından.
Eurystheus tarafından Hera'nın yönlendirmesiyle, işlediği suçun kefareti olarak, bir birinden zor on iki görev verilir Herakles'e. Mitolojide epey yer tutan, her biri diğerinden daha zorlu olan, ''Herakles'in on iki işi'' olarak geçen bu görevlerde neler yoktur ki..
Kol gücü, topuzu ve oklarıyla başardığı görevleri, dünyanın neredeyse dört bir tarafındadır. Derisini yüzüp sırtına post olarak geçirdiği Nemea Aslanından tutun, dokuz başlı ejderi, korkunç yaban domuzunu, altın boynuzlu tunç ayaklı geyiği, tunç gagalı ve pençeli insan etiyle beslenen kartalları, azgın bir boğayı, insan eti yiyen atları, Amazon kraliçesi Hippolite'yi, cehennemin bekçisi üç başlı köpek Kerberos'u, üç başlı dev Geryoneus'u, alt eder. Devin sürülerini almak için gittiği dünyanın batı tarafında Cebelitarık Boğazından geçer ve buraya anı olarak, daha sonra buraya geçit yerine ''Herakles Sütunları'' denmesine neden olacak olan, iki tane sütun diker.
Batı kızlarından altın elmaları almak için dünyayı sırtında taşıyan Atlas'ın yerine bir süreliğine dünyayı sırtına alır. Kendisini küçük düşürmek için verilen dağ gibi gübrelerin biriktiği ahırı temizleme görevini başarmak için, iki tane nehrin yönünü değiştirip, ahırın içinden akıtır. Cehennem bekçisi köpeği dünyaya çıkarmak için, yer altına, ölülerin ülkesine iner.
Bu zorlu görevleri bitince çilesi yine bitmez Herakles'in. Deianeira ile evlenmeye karar verdiğinde kıza talip olan rakipleriyle karşı karşıya gelir. Herakles'i karşılarında gören rakipler geri çekilir. Deianeira için dövüşeceği tek bir rakip kalır karşısında; ırmak tanrı Akheloos. Farklı şekillere girme yeteneği olan, kimi zaman boğa, kimi zaman yılan, kimi zaman ejder kılığına girebilen Akheloos'un bu özelliğinden korkan Deianeira Herkales'le evlenmeyi tercih eder.
Deianeira'ya aşık olan Akheloos'la Herakles, güzel kız için kapışırlar. Zorlu bir güreş başlar iki erkek arasında. Bu güreşte yenilmek üzere olan Akheloos yılan kılığına girer. Herakles tam yılanı boğacakken, bu kez azgın bir boğaya dönüşür ırmak tanrı. Herakles boğanın bir boynuzunu kopararak onu alt eder ve Akheloos Deianeira'dan vaz geçmek zorunda kalır. Rivayete göre bereketin sembolü olarak kabul edilen boynuz, Herakles'in ırmak tanrı Akheloos'dan kopardığı bu boynuzdur.
Herakles, Nessos, Deianeira
Kırmızı figür Kylix (İçki kabı) M.Ö 420-410
Başı bir türlü dertten kurtulmayan Herakles, bu kez de başka bir ölüme sebep olunca, yaşadığı yerden sürgün edilip, yollara düşer yine. Karısı Deianeira ile bir ırmağı geçmesi gerekince, ırmakta yolcuları karşıdan karşıya geçiren at adam Nessos'a teslim eder karısını. Nessos karısını sırtına alıp geçirirken, kendisi de yüzerek geçer karşıya. Kıyıya vardığında Nessos'un Deianeira'ya tecavüz etmeye yeltendiğini görünce, ucu öldürdüğü dokuz başlı ejderin kanına batırılmış okunu fırlatır at adamın üzerine. Zehirli okla vurulan Nessos, ölmeden önce yapar yapacağı kötülüğü ve kendisine tacize yeltendiği için üzüntüsünü dile getirerek, adına aşk iksiri dediği, içinde yarasından akan zehirli kanın olduğu bir iksir verir güzel kadına. Güneşten uzak tutup kimseye göstermemesini tembih ettiği bu iksiri kullanması halinde, Herakles'in ömür boyu onu sevip sadakatle bağlı kalacağını söyler Deianeira'ya.
Deianeira Nessos'tan aldığı iksiri bir kenara saklar. Üzerinden zaman geçer. Bu arada Herakles boş durmaz. Kahramanlıklarına devam ederken, ele geçirdiği bir kentin kralını öldürüp kızı İole'yi alıp evine getirir. Kocasını İole'ye kaptıracağından endişe eden Deianeira, kıyafeti kirlendiği için kendisinden temiz bir gömlek isteyen Herakles'e Nessos'un verdiği iksirden sürdüğü gömleği verir.
Üzerindeki gömlekle gün ışığına çıkan Herakles, güneşin ışıklarıyla beraber vücudunda dayanılmaz bir acı hisseder. Gömleği üzerinden çıkarmak için uğraşır fakat güneşin sıcaklığıyla zehirli gömlek yanıp vücuduna yapışarak ateşten bir gömleğe dönüşür. Herakles üzerindeki ateşten gömlekle acılar içinde kendisini ırmağa atar ama su buharlaşıp daha fazla acı çekmesine neden olur. Yaptığının farkına varan Deianeira kendini asarak intihar eder.
Herakles çektiği acıya dayanamayarak odunlardan bir yığın yapıp, ateşledikten sonra, ateşin içine girer. Zeus oğlunun bu durumuna acıyarak onu Olympos'a yanına alarak ölümsüzlerin arasına girmesini sağlar.
Herkül'ün ölümüne neden olan bu gömlek, ''Nessos Gömleği'', ''Kanlı Gömlek'' ya da bizdeki deyimiyle ''Ateşten Gömlek'' tabiriyle içine düşülen sıkıntılı durumların ifadesi olarak kullanılır. Gözle görülen her türlü tehlikeyle başa çıkılabilirken, entrikalarla zor duruma düşülen anların en iyi ifadesidir ateşten gömlek. Günümüzde ise Nessos'un yerini kimi zaman bir insan, kimi zaman bir ülke almakta, saf bir Deianeira bulup kullanmakta.
Teşbihte hata olmaz...Nasıl ki evini paylaştığı, koynuna aldığı Deianeira bütün zorlukların üstesinden gelen Herkül'e, çöküşüne ve ölümüne neden olan, Nessos'un zehirli gömleğini giydirdiyse; bu aralar Nessos'un eline verdiği zehri, sonunun nasıl olacağını bilerek veya bilmeyerek üzerimize giydirdi Deianeira. Aynı ateşten gömlek şimdi bizlerin sırtında. Sonumuz hayır ola...
Bu eser Creative Commons Alıntı 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Bu yazının tüm hakları yazara aittir. Kaynak göstermeden kopyalanamaz ve alıntı yapılamaz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder