Kaos'dan, önce Gaia(toprak, yaşadığımız dünya) sonra yer altı ve yeryüzü karanlıkları doğar. Bu tanrılar ''Karanlık'' anlamına gelen ve yeraltı karanlığını temsil eden Erebos ve ''Gece'' tanrıçası Nyks'tir. Işığın yokluğunda ortaya çıkan bu çiftin birleşmesinden Aither (Işık) ve Hemera (Gündüz) gibi ışıksal varlıklar doğar. Biz hala gece mi gündüzden, gündüz mü geceden doğar bilmecesinin cevabını araya duralım; insanlar antikçağda bu sorunun cevabını Erebos ve Nyks'in çocuklarıyla vermişler.
Kötülüklerin Anası Gece Tanrıçası Nyks
Kaos'dan, önce Gaia(toprak, yaşadığımız dünya) sonra yer altı ve yeryüzü karanlıkları doğar. Bu tanrılar ''Karanlık'' anlamına gelen ve yeraltı karanlığını temsil eden Erebos ve ''Gece'' tanrıçası Nyks'tir. Işığın yokluğunda ortaya çıkan bu çiftin birleşmesinden Aither (Işık) ve Hemera (Gündüz) gibi ışıksal varlıklar doğar. Biz hala gece mi gündüzden, gündüz mü geceden doğar bilmecesinin cevabını araya duralım; insanlar antikçağda bu sorunun cevabını Erebos ve Nyks'in çocuklarıyla vermişler.
Frig başlığı.. namı diğer liberty cap
Tanrıça Athena bir gün sazlıklar içinde dolaşırken, kamıştan iki delikli bir kaval yapar. Kavalı ağzına götürüp çalmaya başlayınca çıkan sesi çok hoşuna gider ve Olimpos'ta tanrılar arasında bu güzel sesli aletin reklamını yapar aklı sıra. Gelin görün ki tanrılar çıkan sese hayranlık göstermek şöyle dursun, güzellikte rakibi iki tanrıça Hera ve Afrodit Athena'ya bakıp kıkırdayarak izlerler kavalı çalışını.
Frigya'da bir su kenarında kavalını öttürürken, suda kendisini izleyen tanrıça bir de ne görsün? Kavalı çalarken yanakları şişmiş, güzelim gözleri pörtlemiş, çirkin mi çirkin bir kıza dönüşmüş. Hera ve Afrodit'in neden kendisine güldüklerini anlayan Athena öfkeyle kavalı yere fırlatır. Kavalı yere atmak öfkesini yatıştırmaya yetmez bir de üstüne lanetler bu güzelim sesli aleti ve bunu yerden alıp çalacak kişiyi.zaman ve fırsat.. kronos ve kairos
kahkaha tanrısı gelos ya da namı diğer risus ve gülme olgusu
Mitolojide kahkaha tanrısı olan Gelos, Roma mitolojisine ve Latinceye Risus olarak geçmiş. Diğer tanrılara göre kısmen daha az bilinen Gelos daha çok şarap ve eğlencenin tanrısı Dionysos'la birlikte anılır. Sonuçta Dionysos'un olduğu yerde neşe ve eğlence, eğlencenin olduğu yerde de kahkaha yani Gelos'un olmasından daha doğal bir şey olamaz.
Olymposlu diğer tanrılarla esprili sözler ve kelime oyunlarıyla diyalog kuran Gelos, her zaman yüzünde hafif bir gülümsemeyle dolaşır. Apuleius'un (M.Ö 170) Altın Eşek isimli romanında anlattıklarından Gelos adına yılda bir festival yapıldığı, bu festivalde kahkaha tanrısını onurlandırmak için zekaya dayalı bazı şakalar ve oyunlar oynandığı bilinmekte. Altın Eşek kitabında yapılan şakaların günümüzde 1 Nisan'da yapılan eşek şakalarıyla benzer olması festivalin içeriğini daha kolay anlamamızı sağlayabilir. Sanırım bir tarafımız kahkahaya ve gülmeye olan ihtiyacımızı yılda bir de olsa hatırlatmaya ve Gelos'u bir şekilde yaşatmaya devam ediyor.
umay ana... çocukların koruyucusu may ana'ya
Türk mitolojisinde Umay; ana tanrıça, iyilik tanrıçası ve hayat tanrıçası olarak kabul edilir. Adı Orhun Yazıtlarında da geçen Umay gümüş uzun saçlı, başında üç boynuzlu taç olan ay şeklinde tasvir edilmiş. Türk boylarında Umay, May, Od Ana gibi isimlerle anılan Umay Ana bebeklerin ve çocukların da koruyucusu.
Şamanlar Umay Ana'ya seslenirken ya da çağırırken May Ana ya da Od Ana olarak seslenirler.
Altaylar'daki Türklerden Teleutlar'da (Televütler) May Ana'nın iki kayın ağacıyla birlikte ay ışığı şeklinde yere indiğine inanılır.
sisifos cezası ne anlatıyor
Kral Sisyphos'un efsanesi mitolojide düşünür ve yazarları en fazla meşgul eden efsanelerden biridir belki de...
Korinth kralı Sisyphos
(Sisifos) iki şekilde ünlüdür mitolojide; yaşarken akıllara durgunluk verecek
zekasıyla yaptığı kurnazlık ve hilebazlığıyla, ölümden sonra ise çektiği
cezayla.
Sisyphos'un
yaşamındaki hile ve kurnazlıklardan hem ölümlü insanlar, hem de ölümsüz
tanrılar alır payını. Yaşamında Thanatos'u (Ölüm) sıkıştırıp kıskıvrak
yakalayıp zincire vuran, öldükten sonra yer altı tanrısı Hades'i bile kandırıp
yer yüzüne dönen hilebazların piridir kurnaz kral.
Tanrılar tarafından yakalanıp tekrar Tantaros'a (Cehennem) gönderilir ve tekrar kaçmaması için de sonsuz bir ceza verilir kendisine. Ceza Homeros'un dizeleriyle ulaşır günümüze;
kader tanrıçaları moiralar ve kirman
Moira'lar, insanlar anne karnına düştüğü andan itibaren onların hayat ipliğini eğirmeye başlarlar.
Klatho'nun örekesine (eğirilecek ipin sarılı olduğu çatal uçlu düzenek) sarılı, Lakhesis'in asasıyla ölçülen hayat ipi, zamanı geldiğinde Atrapos tarafından kesilir.
Tanrılar ve insanların boyun eğmek zorunda oldukları kader tanrıçalarına Zeus bile karışamaz. Zeus kader tartısına vurunca insanların yaşamını, yaşam ipliği kesilecek olanın kefesi ağır basar ve Zeus da dahil hiç bir tanrı değiştiremez kaderi.
bitişleri ve başlangıçları yapan kapıları açan tanrı.. Janus
Latince İanua (kapı) sözcüğünden türeyen İanus (Janus) kelime anlamı olarak cennetin öncüsü ya da kapıcı anlamına gelir. İki başlı sakallı bir erkek şeklinde betimlenen Janus'un başları iki zıt yöne bakar. Bu özelliğiyle başını çevirmeden önü ve arkayı, geçmişi ve geleceği, içini ve dışını görebilir. Gezginleri ve yolcuları doğru yönlendirmek için sağ elinde bir asa sol elinde kapıları açmak için anahtar tutar. Bu anahtar yeni başlangıçların, geçişlerin, geçitlerin, girişlerin anahtarıdır.
açgözlü kral ve doğanın intikamı.. erysichthon efsanesi
İnsanoğlu daha fazla rant elde etmek ya da daha konforlu bir yaşama kavuşmak için doğayı, yeşili,ağacı, ormanları pervasızca yok ederken; doğanın efendisi değil onun bir parçası olduğunu unutmayan bir kaç duyarlı yürek çaresizce izlemekte bu kıyımı.
Oysa doğayla insanın uyum içinde yaşadığı asırlar öncesinden bu uyumu bozanların akıbetini anlatan ders niteliğinde onlarca efsane bırakmış atalarımız. Mitolojide Teselya kralı Erysichthon (Erizihson) ve kralın açgözlülüğünü anlatan; ona benzeyen insanlara ''darısı başına'' diyeceğimiz ibret verici bir sonla biten mit de bunlardan biri.
daidalos ve ikaros.. kendi kanatlarıyla uçmak
Atina'da atölyesinde kendisine yardım eden çırağı Talos'la yapmaktadır işlerini. Kız kardeşi iki yaşındaki oğlunu çırak olarak verir dayısı Daidalos'un yanına. Ağaç yaşken eğilir sözünü doğrularcasına çocuğun yaşı büyüdükçe becerisi de büyür gitgide. Adı ''Acı çeken'' anlamına gelen Talos, yetenek ve beceride Daidalos'u aratmaz olur. Boşuna dememişler oğlan dayıya çeker diye...
Teknolojinin atalarından biridir mitolojide Daidalos ve yeğeni. Teknoloji (Tekhnologia) Yunanca ''zanaatkarlık, el becerisi, yetenek'' anlamına gelen ''Tekhne'' isim kökünden türeyen bir kelime. Tekhne aynı zamanda ''kurnazlık, hilekarlık, dalavere'' anlamlarına da geliyor. Doğanın yarattıklarına karşılık insanın yarattığı bir şey olan teknoloji; insanın hileyle doğayı kandırması ve kendi lehine işleri kolaylaştırması anlamını içeriyor.
elmayla kazanılıp günahla kaybedilen aşk... atalanta ve hippomenes
Dağda terk edilen küçük kıza acıyan Artemis, bebeği emzirmesi için bir dişi ayı gönderir. Daha sonra avcıların bulup, büyütüp yetiştirdiği küçük kız Atalanta adıyla anılmaya başlar. Küçük Atalanta genç kızlık çağına geldiğinde yaman bir avcı, kimsenin yakalayıp geçemediği bir koşucu olur. Ailesiyle bir şekilde karşılaşır ve babası erkeklere taş çıkaran genç kızı tekrar yanına alır.
zekası erkeğin benliğine hapsedilen kadın... metis
Erkeklerin normal yaşantısında kadına asla kaptırmayacağı bazı niteliklerin tanrısal formlarının kadın olması, ilginç ve düşündürücü.. Bunlarının en başında da akıl, zeka, mantık, bilgelik ve strateji gibi kavramlar gelir ki erkeklerin bunları kadın tanrılara nasıl olup da bırakabildikleri şaşılası bir durumdur. Bu kavramların temsilcisi iki tanrıça Metis ve kızı Athena'dır mesela.
beyaz atlı prens ve andromeda sendromu
Yaşınız kemale erdi ve neredeyse asırlardır evli bir kadınsınız. Şöyle geriye dönüp henüz evlenecek olgunluğa erişmeden, kendinizi hazır hissetmeden, gençliğinizin en güzel çağında özgürlüğünüzü kısa kesip, neden aceleci davrandığınızı anlamıyor ve soruyorsunuz kendinize; ''Acaba deli miydim ben?''diye... Telaşa kapılmayın deli değildiniz elbette... Sizinki sadece bir sendrom. Hani şu psikologların istem dışı içine düşülen kısır döngülerin, ruhsal karmaşanın her birini klas bir isimle açıklayıp, durumunuza uygun düşeni hemen size giydiriverdikleri şeylerden. Bu sendromun adına da Andromeda Sendromu (Andromeda Kompleksi) demişler.
alektryon efsanesi ve güneşin habercisi horoz
Sadece seher vaktini ve gün doğumunu haber vermez horoz. Aynı zamanda kümesinin koruyucusu ve bekçisidir de... Antik çağda tüm doğayı ve canlıları kişileştiren insanoğluna göre, böylesi bir görevi üstlenmesinde tanrıların parmağı olsa gerektir. Mitolojide horoza bu sorumluluğu yükleyen tanrıysa; Ares'tir.
mitolojide uyku ve rüyalardan günümüze gelenler
Uyku (Hypnos); Gece'nin (Nyks) oğlu, Ölüm'ün (Thanatos)'un ikiz kardeşidir. Uyku ve Ölüm'ü birbirinin benzeri kabul etmiş antik çağda insanlar ve sadece kardeş değil ikiz kardeş olarak düşünmüşler ikisini. Sanatta ve efsanelerde birlikte resmedip anlatmışlar Thanatos ve Hypnos'u. Thanatos huzurlu ve iyi ölümü sembolize ettiği için; günümüzde ''Ötanazi'' kelimesi bu tanrıdan alır kökenini. Hypnos'un karısı Pasithea ise, tanrıça Hera tarafından sunulan bir ödüldür kendisine.
kılavuzu karga olanın... corvus takım yıldızı
Karga başlangıçta tanrıça Athena'nın kutsal hayvanı, gözdesi ve yoldaşıdır. Bakire tanrıça Athena Troya savaşı sırasında kendisine silah yapmasını istemek için demirci tanrı Hephaistos'un atölyesine gider bir gün. Demirci tanrı kendisiyle birlikte olması koşuluyla kabul eder gök gözlü güzel tanrıçanın isteğini. Silahlara karşılık bir bedel ödemeye hazırdır Athena fakat Hephaistos'un talep ettiği bedeli değil tabi ki.... Bakire tanrıça bu teklifi reddeder lakin onun teklifini reddetmesi durdurmaz demirci tanrıyı ve zorla birlikte olmaya çalışır tanrıçayla.
agave... hangimiz sabır otu değiliz ki?
Antik Yunanistan'da Thebai kentinin kralı Kadmos'un kızıdır Agave. Diğer üç kız kardeşiyle mutlu mesut devam eden hayatları, çapkın tanrı Zeus'un, kızkardeşleri Semele'ye göz dikmesiyle hareketlenir ve kaderleri şekillenir.
Semele'ye aşık olan Zeus kılık değiştirip güzel prensesle birlikte olur. Zeus'un çapkınlıklarını yakın takipte olan karısı Hera, Semele ile ilişkisini farkedince; yaşlı bir kadın kılığında prensesin yanına gelip, onun güveninin kazanarak sırrını kendisine açmasını sağlar. Genç kız yaşlı kadına hamile olduğunu ve çocuğunun babasının Zeus olduğunu söyleyince, kurnaz tanrıça şüphe tohumlarını ekiverir oracıkta Semele'nin kalbine. Ya çocuğunun babası kendisini Zeus olarak tanıtan sıradan biriyse?
yalıçapkını kuşuyla yaşama dönen aşk... alcyone ve ceyx
Yalıçapkını eşinden ayrılmadan yavrularını büyüten evcimen bir kuş. Onun bu tarzına uygun bir hikayeyle taçlandırmış geçmişte insanlar yalıçapkını kuşunu... Fiziksel güzelliklerinin yanı sıra birbirlerine olan derin aşklarına ölümlüler kadar tanrıların da hayran olduğu Alcyone ve Ceyx (Alkyone ve Keyks) efsanesiyle almış yalıçapkını kuşu mitolojide yerini.
ölümsüz zeytin ağacı ve karaçalı
Yüzlerce yıl insanoğlunun eline dalları barışın simgesi, başına iktidar ve zaferin tacı olarak yerleşmiş olsun...
Saflığın ve temizliğin sembolü kabul edilen yağı; haricen kullanarak yaralara, dahilen kullanılarak hasta organlara şifa versin...
Meyvesi yeşilken toplanmaya başlayıp, olgunlaşana kadar renk renk lezzet kaynağı olsun sofraların...
Yağı yakıldığında ışık olsun insanlara, odunu yakıldığında ateşiyle ısıtsın üşüyen bedenleri...
Ve insanlara sunduğu bunca nimete karşılık olarak, minnetle asırlarca kutsansın kıymet bilen insanlarca bu kutsal ağaç...
Kesildiği yerden verdiği filizlerle ölümsüzlüğün, yeniden yaşama dönüşün simgesi, yetiştiği ülkelerin zenginliği böylesi bir ağaç olur da; mitolojiden kutsal kitaplara adının geçmediği bir alan olabilir mi?
Olamaz elbet ve İnsanoğlunun varlığı nasıl Adem'in yaratılışıyla başlıyorsa; ölümsüz zeytin ağacı öyküleri de Adem'le birlikte başlar.
ihanete kurban edilen aşk... sığla ağacı ve günebakan
Doğu ve batının sentezini isminde barındıran sığla ağacının botanikteki adı, Liquidambar Oriaentalis. ''Hoş kokulu sıvı'' anlamına gelen Likidamber, Latince ''likit'' akıcı sıvı, Arapça ''amber'' hoş koku kelimelerinin birleşiminden oluşmuş.
Uzun ömürlü bu kutsal ağaca ithaf edilen efsanenin geçtiği yerin de yetiştiği bu bölge olması kuvvetle muhtemel. Gelelim sığla ağacına ruh ve anlam veren efsanemize...