yalıçapkını kuşuyla yaşama dönen aşk... alcyone ve ceyx

Yalıçapkını kuşu, renkli tüyleri kısacık boynuna inat büyük kafası ve upuzun gagasıyla su kenarlarında sürekli avını gözleyen, eşiyle birlikte avlanıp yavrularını büyüten, avcılıktaki becerisiyle hayranlık uyandıran bir kuş. Avını gördüğünde su kenarlarında tünediği yerden avı üzerine bir savaş uçağı kadar süratle inen, uçarken mavi bir ışık huzmesi gibi görünen, uçarken çığlığı andıran tiz sesiyle öten bir balıkçı kral.

Yalıçapkını eşinden ayrılmadan yavrularını büyüten evcimen bir kuş. Onun bu tarzına uygun bir hikayeyle taçlandırmış geçmişte insanlar yalıçapkını kuşunu... Fiziksel güzelliklerinin yanı sıra birbirlerine olan derin aşklarına ölümlüler kadar tanrıların da hayran olduğu  Alcyone ve Ceyx (Alkyone ve Keyks) efsanesiyle almış yalıçapkını kuşu mitolojide yerini.


Rüzgarların kralı Aelus'un kızı Alcyone ve sabah yıldızı Esophorous'un oğlu Ceyx birbirini büyük bir aşkla seven, evliliğin çatısı altında mutluluk ve sevgi ile yaşayan bir çifttir. İki sevgili tanrıların ne kadar kıskanç olabileceğinden habersiz; Zeus ve Hera'nın bile bu kadar mutlu olmadıklarını dile getirirler olur olmaz her yerde.  Hatta o kadar ileri giderler ki bir birlerine Zeus ve Hera diye hitap ederler.
alcyone-halycon
                                       Alcyone (Halycon) Herbert James Draper 1915

Alcyone ve Ceyx'in, Zeus ve Hera'nın evliliğinden bile daha mutlu bir evliliği olduğunu insanlar duyar da tanrılar duymaz mı? İki sevgilinin evliliklerini kendileriyle kıyasladığını duyan tanrı Zeus, öfkeyle intikam alacağı anı bekleyerek izlemeye alır bu cüretkar mutlu çifti.

Evliliklerinde tek üzüntüleri kardeşini kaybeden Ceyx'in kederidir. Genç adamın, kardeşinin ölümüne neden olan yazgıyı öğrenmesinin tek yolu ise; Apollon'un kehanet merkezlerinden birine gidip tanrıya danışmasıdır. Bunun için; ya karadan Yunanistan'da Delfi'ye ya da Ege denizini aşıp Anadolu'ya gelmesi gerekmektedir. Ceyx Delfi'ye giden yol üzerindeki tehlikeler nedeniyle denizden Apollon'un Klaros'daki tapınağına (Ahmetbeyli-Menderes-İzmir) gitmeye karar verir.

Kocasının deniz yolculuğuna çıkacağını duyan Alcyone'nin bir ateş düşer içine...Buz kesen ellerini uzatıp, yaşlarla yıkanan yüzüyle yalvarır sevgilisine... Fırtınalarla coşup, köpüklü dalgalarıyla pek çok kişiye mezar olan denizden gitmesin diye... Rüzgarların tanrısının kızıdır; öyle fırtınalar estiğini görmüştür ki denizde... Paramparça olmuş gemiler ve içinde vücutları olmayan pek çok mezar taşı başında ağıtlar yakan kadınlar izlemiştir gençliğinde... Ceyx karar vermiştir bir kere. Bilindik tehlikelerle dolu kara yolculuğu yapmak yerine denizleri aşıp Klaros'a gitmeye.

Alcyone bakar ki kocası kararından dönmeyecek; bu defa kendisini de götürmesi için yakarır Ceyx'e. Hani ayrılmayacaklardır hiç bir şekilde? Ya birlikte gidip dönmeli; yazgılarında ölmek varsa da bu yolculukta birlikte ölmelidirler.

Ne söylese, ne kadar yalvarsa ikna edemez Ceyx'i. Genç adam ne bu tehlikeli yolculuktan vaz geçecek; ne de sevgili karısının hayatını riske edecektir. Söz verir Alcyone'ye ay kendi çevresinde iki kere dönmeden sağ salim dönecektir evine. Hazırlıklar tamamlanıp yelkenli denize açılırken gözyaşlarıyla  kocasına sımsıkı sarılıp esenlikler dileyen Alcyone, gün saymaya başlar yüreğinde kocaman bir sıkıntıyla.

alcyone ve ceyx
                                                          Alcyone ve Ceyx

Ceyx'in yola çıkmasıyla beklediği anın geldiğini gören öfkeli Zeus, fırtınaların habercisi şimşeklerini fırlatır denizin üzerine doğru. Şimşekleri korkunç bir fırtına, fırtınayı koca geminin boyunu aşan anaforlu dalgalar takip eder. Dalgalar şiddetle yelkenliyi dövmeye başlar: Bir... İki... Tam onuncu dalgada çatırdamaya başlar koca gemi... Derken; dalgaların parçalara ayırdığı gemide fırtınanın sesine karışan çığlıklar haykırışlar...

Ölümün kaçınılmaz olduğunu anlayan Ceyx yakarır tanrılara son bir gayretle... Canlı dönemeyeceği topraklara ölü bedenini çıkarsın ve sevgili karısı en azından son kez görebilsin diye... Ceyx'in sabah yıldızı babası Esophorous, göklerden yere inememenin, oğlunu kurtaramamanın çaresizliğiyle kara bulutlarla örter yüzünü.

Alcyone sevgili kocası için yeni elbiseler dikmekte, günleri sayarak kavuşacağı anı beklemektedir özlemle. Her gün tanrıça Hera'nın tapınağına gidip yalvarmaktadır Ceyx'i denizin tehlikelerinden korusun diye. Ümit içinde kocasının dönüşünü bekleyen kadına acıyan Hera, bir görev verir tanrılar arasında habercilik yapan İris'e. Uyku tanrısını bulacak ve bir rüyayla kocasının başına geleni anlatmasını söyleyecektir tanrı Hypnos'a.

Kötü haber vermek, mutlu haberi ulaştırmak kadar kolay değildir tanrılar için bile. Hera'nın buyruğunu duyan Hpnos bu işle  rüya tanrısı oğlu Morpheus'u görevlendirir.
Alcyone uykuya yenik düştüğü bir anda kocasının görüntüsüne bürünür Morpheus. Dev dalgaların parçaladığı yelkenliyi ve denizin yuttuğu kürekçileri gösterir bir bir.

Sonra  son nefesini verirken Ceyx'in sesiyle seslenir. Kocasının ölümünü gören Alcyone haykırarak uyanır. Çılgınca dövdüğü göğsü, parçalayıp yırttığı giysileriyle koşar sevgilisini son kez öperek uğurladığı denize. İşte tam orada... Tam da kollarını sımsıkı dolayarak sarıldığı yerde... Son kez sevgilisini kucaklamak istercesine açılmış kollarıyla yatmaktadır kocasının suların yıkadığı cansız bedeni...

 Kavuşmak için sevgilisinin ölü bedenine hızla bırakır kendisini boşluğa Alcyone. Bir çığlık yükselir dudaklarından... Mavi bir ışık huzmesini andıran kanatlarıyla düşmek bir yana, uçmaktadır denizin üstüne. Tam yanına yaklaştığında; yana açılmış cansız kolları göz alıcı kanatlarla silkelenir Ceyx'in. Denizden yükselen ölü bedeni mavi bir kuşun bedeniyle uçmaya başlar karısına doğru acılı sesler çıkararak sivri gagasından ..

yalıçapkını
                                                        Yalıçapkını (Halycon)

Bu büyük aşk; aralarındaki evlilik bağı çözülmeden bir çift yalıçapkını kuşuyla kutsanır tanrılar tarafından...
İnsan vücutlarıyla tatmadıkları ana baba mutluluğunu, sular üzerinde uçarken yaşarlar doya doya... Kışın gecenin en uzun olduğu günlerde bırakır Alcyone yumurtalarını denize...
Rüzgarların kralı babası Aelus tam yedi gün durdurur fırtınaları, torunları büyüyebilsin diye.

Alkyone Halycon olarak geçtiği İngilizcede dingin, durgun, sakin huzurlu anlamına gelirken, halycon kuşu namı diğer kral balıkçı, bizde iskele kuşu, emircik veya yalıçapkını adıyla anılır. ''Halycon days'' yani ''sakin günler'' deyimi Alcyone'ye atıfla yalıçapkını kuşunun yumurtalarını suya bıraktığı ve denizin sakin geçtiği, gün dönümünden önce ve sonra yedişer günden on dört günlük süreye denir.

Bu doğa olayı, insanların gündelik yaşamda hayatlarında veya ülkelerinde geçici olarak yaşanan mutlu veya sakin günleri anlatmak için kullandıkları ''fırtına günleri''. ''sakin günler'' ya da orijinal ismiyle ''halycon days'' deyiminin de esin kaynağıdır.

3 yorum:

  1. O muhteşem renkleriyle kainatın en güzel varlıklarından olan Yalıçapkını ile ilgili harika bir mitolojik efsane bu..(Yalıçapkını'nın resimlerini bile yapmışlığım vardır.) Aslında 'halycon days' 'sakin günler' deyimini duyardım ama böyle bir efsanesi olduğunu bilmiyordum.. Ne güzel bir bilgi edindim sayfanızda, bu güzel paylaşım için çok teşekkürler.Sevgilerle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yalıçapkını çok etkileyici bir kuş, efsanesi de yalıçapkının özelliklerine çok yerinde vurgular yapan, benim en sevdiğim mitlerden biri. Bir başkasında da aynı duyguları uyandırdığını görmek çok hoş. Ben teşekkür ederim.

      Sil