yeminlerin teminatı nefretin nehri styks

Neden yeminler için ortaya bağlayıcı bir güç koymalı? İnsanın kaypak doğası, kandırmaya meyilli, anlık düşünüp sonunu getiremeyen kararsız yapısı ve anı kurtarmakta ki üstün yeteneği mi buna sebep acaba?

İnsanoğlu her çağda yapılan yeminlerden geriye dönüşü engellemek için, yemini bozanın bedelini ağır ödeyeceği, yeminini pekiştirecek ilahi bir güce bel bağlamış. Günümüzde kutsal kitaplar üzerine yapılan yeminler eski çağlarda neyin üzerine yapılıyordu dersiniz?

Kroisos ve kehanette ustalık testi

Antik çağda bilicilik merkezleri bir çeşit karar mercii gibi çalışır. Kimi zaman kurulacak kent için yer önerisi almak, kimi zaman yapılacak bir savaş veya düzenlenecek seferin sonucunu önceden kestirmek için kahinlere danışılır.

Smyrna kentinin Pagos Dağı eteğinde kurulması için Klaros, Apollonia (Gölçayır-Ulubat) kenti için Didyma Apollon Tapınağı kahinlerinin, fal vermesi kehanetle kurulan kentlere örnekken; kralların çıkacağı seferin sonucunu öğrenebilmek için kehanet almalarının bir örneğini, Herodot'un anlatımıyla Kroisos'un  Perslere karşı düzenlediği seferde detaylarıyla öğreniyoruz.

marsyas ve eşek kulaklı midas

Rekabetin her zaman adil şartlarda gerçekleşmesi mümkün müdür? Tabi ki mümkün değil diyeceksiniz değil mi? Haklısınız elbette.. Adil bir rekabetin mümkün olamayacağı mitolojide anlatılan efsanelerle de sabit zaten. Üstelik bu efsanelerde tanrıların işe karıştığı rekabet bile adil değilken insanlar arasındaki rekabetin adil olması mümkün mü?

Mitoloji tanrılar ve insanlar arasında yapılan yarışma ve rekabetin yaşandığı hikayeler açısından oldukça zengin. Bu mitlerin en ünlüsü Anadolu'da geçen, pek çoğumuzun, tamamı olmasa da bir bölümü illaki kulağına çalınmış olan tanrı Apollon ve çoban Marsyas arasında yapılan yarıştır.

truva için savaşan ırmak skamandros

Truva Savaşını efsane haline getiren; Homeros'un muhteşem anlatımının yanında, savaşın kıyasıya geçtiğini göstermek için seçtiği karakterlerdir biraz da. Akaların saldırısı karşısında tüm Anadolu'yu, Trakya'yı hatta Etiyopya'yı işin içine kattığı yetmez; kentin ırmaklarını bile savunmaya dahil eder Homeros.

Truva'nın iki ırmağı Skamandros ve Simoeis'i de Aka askerlerine ve Akhilleus'a (Aşil) karşı savunmaya geçirir. Burada akan bir ırmak değildir artık Skamandros. Etiyle kemiğiyle ovalarını suladığı Truva şehrinin ve kralının savunmasına katılmış canlı kanlı bir savaşçıdır.

mitolojide üçlemeler... ana oğul ve kutsal bakire

Mitolojinin en popüler ve ilgi çekici üçlüsüdür belki de; ana, oğul ve bakire kız üçlemesi. Kökenleri ve günümüze kadar isim ve kimlik değiştirerek gelen etkileri de en fazla konuşulup tartışılan üçlüdür Leto, Apollon ve Artemis.

Efsanelerde ''güzel saçlı''olarak tanımlanan Leto, Zeus'la olan birlikteliğinden hamile kalınca, Hera'nın gazabından kaçıp, çocuklarını doğuracağı yer arayışına girer. Apollon'u Delos'ta,  Artemis'i Ortygia'da  doğurduğunu anlatan bir metinin varlığı nedeniyle; Ortygia'nın nerede olduğuna dair farklı tartışmalar ve tezler atılır ortaya. Delos yakınındaki Bıldırcın Adasının Ortygia olduğu iddiaları olsa da, bu pek kabul edilir görünmüyor.

bir kadın şair ve lezbiyenlik

Şiirde bir ekolün yaratıcısı olan, şiirleriyle iz bırakan şair bir kadın ve yaşadığı günümüzün Midilli Adası (Lesbos); hiç tahmin edebilirler miydi ki adları gelecekte, cinsel bir sapkınlık olarak kabul edilen lezbiyenlikle anılacak? Ve bu akım içeriğini şair Sappho'dan, ismini Lesbian veya dilimize geçen şekliyle lezbiyen olarak Lesbos adasından alacak?

Her ne kadar günümüzde farklı bayrak ve ülke sınırları dahilinde kalsa da; antik çağda sanatı ve kültürüyle Anadolu'nun uzantısı ve Aiol kentlerinden biri olan Lesbos (Midilli) adasında yaşayan bir Afrodit rahibesidir Sappho.

demokrasi için sürelim gitsin !

Yunanca ''Demos'' halk ve ''Kratos'' güç, iktidar anlamında iki sözcüğün birleşiminden oluşan; halkın gücü veya halkın iktidarı anlamına gelen demokrasi, uzun ve zorlu bir sürecin sonunda uygulama aşamasına gelir.

Demokrasinin ortaya çıktığı batı Anadolu ve Yunanistan'daki kent devletlerinde krallar, soylular ve son olarak tiranların yönetimini demokrasi takip eder. İlk uygulaması batı Anadolu'da İyon kent devletlerinde görülen, ardından yazılı yasalarla Atina ve Yunanistan'daki kentlerde yönetim şekline dönüşen demokrasi, tarihe Atina Demokrasisi olarak geçer. Eee ne demişler; ''söz uçar yazı kalır''.