Antik çağda bilicilik merkezleri bir çeşit karar mercii gibi çalışır. Kimi zaman kurulacak kent için yer önerisi almak, kimi zaman yapılacak bir savaş veya düzenlenecek seferin sonucunu önceden kestirmek için kahinlere danışılır.
Smyrna kentinin Pagos Dağı eteğinde kurulması için Klaros, Apollonia (Gölçayır-Ulubat) kenti için Didyma Apollon Tapınağı kahinlerinin, fal vermesi kehanetle kurulan kentlere örnekken; kralların çıkacağı seferin sonucunu öğrenebilmek için kehanet almalarının bir örneğini, Herodot'un anlatımıyla Kroisos'un Perslere karşı düzenlediği seferde detaylarıyla öğreniyoruz.
Lidya Kralı Kroisos (Krezüs, Karun) doğusunda gelişip büyüyen Pers İmparatorluğu'nun Anadolu içlerine doğru yayılışını engellemek, büyük bir güç olmadan durdurmak amacıyla Persler üzerine bir sefer düzenlemeyi düşünür. Kroisos Perslerle yapılacak savaşın sonucu için hangi kehanet merkezinin en doğru falı vereceğini anlamak için, bu merkezlerdeki kahinlerin yeteneğini ölçmek amacıyla bir ön çalışma yapar.
Antik çağda Yunanistan, Anadolu ve Libya çölündeki ünlü kehanet merkezlerinden;
Anadolu'daki Brankosoğulları denilen rahip ailesinin yönettiği Didim Apollon Tapınağına,
Yunanistan'da; Eski dünyanın Esin Tepesi sayılan, kahinlerinin çoğunun parayla satın alınmış ısmarlama kahinler olduğu söylenen, Yunan politikasında önemli rol oynayan Delphoi kehanet merkezine, Delphoi'den sonra Yunanistan'ın ikinci büyük kehanet merkezi olan, tapınaktaki kutsal meşe ağacının yapraklarının çıkardığı sesleri kullanarak kahinlerin gelecekten haber verdiği Dodona Zeus Tapınağına, ve Abai, Oropos ve Lebadeia kentlerindeki kehanet merkezlerine,
Libya çölündeki Zeus Ammon kahinine adamlarını göndererek teste tabi tutar.
Kehanet merkezlerine gidecek olan adamlar, Sardes'ten hareket ettikleri günden itibaren gün saymaya başlayacaklar ve yüzüncü gün kahinlerin yanına gidip '' Lidya kralı Alyattes oğlu Kroisos şu anda ne yapıyor?'' diye soracaklardır.
Dört bir yana dağılan adamlar, 100. gün kahinlere sorulan sorunun cevabını yazılı olarak Kroisos'a getirirler. Kehanetleri okuyan Kroisos Delphi kahinlerinden gelen şu altılı dizeyi (hexametron) okuyunca, en yetenekli kahinin Delphoi'de olduğuna karar verir:
Kumsaldaki kum tanelerini sayarım
Dilsizin sözünü anlarım; konuşmayanı dinlerim.
Bir koku geliyor burnuma; kaplumbağa
Tunçta pişirilmiş kuzu ile beraber ve sarılmış
Kalın bir deriye; tunçtan bir örtü var üzerinde,
Ve tunç bir yatak serilmiş altına.
Bu dizeler ne demek istemektedir acaba? Bunun anlamını sadece Kroisos çözebilirdi herhalde. Çünkü işi zora koşmak için günlerce düşünmüş, adamlarının kahinlere soruyu soracağı 100. gün kendi elleriyle bir kaplumbağa ve kuzuyu dilim dilim kesip, tunç kapaklı, üstten kulplu tunç bir tencere içinde pişirmiştir Herodot'a göre.
En doğru kehaneti veren yerin tespiti tamamlandıktan sonra sıra bu tapınağın kahinlerini ve tanrısını memnun edecek hediyelerin hazırlığını yapmaya gelir. Kroisos önce Delphoi tapınağının tanrısına yaranmak için peş peşe çeşitli kurbanlık hayvanlardan üç bin tane kurban kestirir. Altın ve gümüş işlemeli yataklar, altın kupalar, erguvan kumaşlar ve gömlekler toplatıp kocaman bir yığın yaptırır.
Bunların dışında her Lidya'lının kesesine göre bir şeyler sunmasını emreder. Toplanan sunulardan kurulan altın yığınını erittirip 45 cm uzunluğunda, 22.5 cm genişliğinde, 7.5 cm yüksekliğinde 117 tane külçe döktürür. Külçelerin dört tanesi som altından diğerleri altın gümüş karışımıdır.
Som altından on talanton (yaklaşık 250 kg) ağırlığında bir aslan heykeli, biri altından (200 kg ağırlığında) diğeri gümüşten (600 amfora alacak büyüklükte) iki tane krater (iki kulplu kap) yaptırır. Bunların dışında güğümler ve heykellerden oluşan diğer hediyeleri de ekleyerek, tüm bu sunuları Perslerle yapacağı savaşın sonucunu öğrenmek için Delphoi'ye kehanet merkezine gönderir.
Kroisos'un (Karun) bu sunuları, eski çağlarda kehanet merkezlerinin nasıl önemli birer ticari işletme oldukları ve kazançları konusunda bize fikir veren güzel bir örnek. Tanrıyı ve kahinleri memnun etmek için hazırlanmış bunca sunuyla alınan kehanetler ve bu kehanetlere göre hareket eden Karun'un eline ne geçmiştir dersiniz? Yıkılıp yok edilerek tarihe karışan, büyük ve zengin bir imparatorluk.
Smyrna kentinin Pagos Dağı eteğinde kurulması için Klaros, Apollonia (Gölçayır-Ulubat) kenti için Didyma Apollon Tapınağı kahinlerinin, fal vermesi kehanetle kurulan kentlere örnekken; kralların çıkacağı seferin sonucunu öğrenebilmek için kehanet almalarının bir örneğini, Herodot'un anlatımıyla Kroisos'un Perslere karşı düzenlediği seferde detaylarıyla öğreniyoruz.
Lidya Kralı Kroisos (Krezüs, Karun) doğusunda gelişip büyüyen Pers İmparatorluğu'nun Anadolu içlerine doğru yayılışını engellemek, büyük bir güç olmadan durdurmak amacıyla Persler üzerine bir sefer düzenlemeyi düşünür. Kroisos Perslerle yapılacak savaşın sonucu için hangi kehanet merkezinin en doğru falı vereceğini anlamak için, bu merkezlerdeki kahinlerin yeteneğini ölçmek amacıyla bir ön çalışma yapar.
Kroisos
Antik çağda Yunanistan, Anadolu ve Libya çölündeki ünlü kehanet merkezlerinden;
Anadolu'daki Brankosoğulları denilen rahip ailesinin yönettiği Didim Apollon Tapınağına,
Yunanistan'da; Eski dünyanın Esin Tepesi sayılan, kahinlerinin çoğunun parayla satın alınmış ısmarlama kahinler olduğu söylenen, Yunan politikasında önemli rol oynayan Delphoi kehanet merkezine, Delphoi'den sonra Yunanistan'ın ikinci büyük kehanet merkezi olan, tapınaktaki kutsal meşe ağacının yapraklarının çıkardığı sesleri kullanarak kahinlerin gelecekten haber verdiği Dodona Zeus Tapınağına, ve Abai, Oropos ve Lebadeia kentlerindeki kehanet merkezlerine,
Libya çölündeki Zeus Ammon kahinine adamlarını göndererek teste tabi tutar.
Kehanet merkezlerine gidecek olan adamlar, Sardes'ten hareket ettikleri günden itibaren gün saymaya başlayacaklar ve yüzüncü gün kahinlerin yanına gidip '' Lidya kralı Alyattes oğlu Kroisos şu anda ne yapıyor?'' diye soracaklardır.
Dört bir yana dağılan adamlar, 100. gün kahinlere sorulan sorunun cevabını yazılı olarak Kroisos'a getirirler. Kehanetleri okuyan Kroisos Delphi kahinlerinden gelen şu altılı dizeyi (hexametron) okuyunca, en yetenekli kahinin Delphoi'de olduğuna karar verir:
Kumsaldaki kum tanelerini sayarım
Dilsizin sözünü anlarım; konuşmayanı dinlerim.
Bir koku geliyor burnuma; kaplumbağa
Tunçta pişirilmiş kuzu ile beraber ve sarılmış
Kalın bir deriye; tunçtan bir örtü var üzerinde,
Ve tunç bir yatak serilmiş altına.
Bu dizeler ne demek istemektedir acaba? Bunun anlamını sadece Kroisos çözebilirdi herhalde. Çünkü işi zora koşmak için günlerce düşünmüş, adamlarının kahinlere soruyu soracağı 100. gün kendi elleriyle bir kaplumbağa ve kuzuyu dilim dilim kesip, tunç kapaklı, üstten kulplu tunç bir tencere içinde pişirmiştir Herodot'a göre.
En doğru kehaneti veren yerin tespiti tamamlandıktan sonra sıra bu tapınağın kahinlerini ve tanrısını memnun edecek hediyelerin hazırlığını yapmaya gelir. Kroisos önce Delphoi tapınağının tanrısına yaranmak için peş peşe çeşitli kurbanlık hayvanlardan üç bin tane kurban kestirir. Altın ve gümüş işlemeli yataklar, altın kupalar, erguvan kumaşlar ve gömlekler toplatıp kocaman bir yığın yaptırır.
Bunların dışında her Lidya'lının kesesine göre bir şeyler sunmasını emreder. Toplanan sunulardan kurulan altın yığınını erittirip 45 cm uzunluğunda, 22.5 cm genişliğinde, 7.5 cm yüksekliğinde 117 tane külçe döktürür. Külçelerin dört tanesi som altından diğerleri altın gümüş karışımıdır.
Som altından on talanton (yaklaşık 250 kg) ağırlığında bir aslan heykeli, biri altından (200 kg ağırlığında) diğeri gümüşten (600 amfora alacak büyüklükte) iki tane krater (iki kulplu kap) yaptırır. Bunların dışında güğümler ve heykellerden oluşan diğer hediyeleri de ekleyerek, tüm bu sunuları Perslerle yapacağı savaşın sonucunu öğrenmek için Delphoi'ye kehanet merkezine gönderir.
Kroisos'un (Karun) bu sunuları, eski çağlarda kehanet merkezlerinin nasıl önemli birer ticari işletme oldukları ve kazançları konusunda bize fikir veren güzel bir örnek. Tanrıyı ve kahinleri memnun etmek için hazırlanmış bunca sunuyla alınan kehanetler ve bu kehanetlere göre hareket eden Karun'un eline ne geçmiştir dersiniz? Yıkılıp yok edilerek tarihe karışan, büyük ve zengin bir imparatorluk.
Bu eser Creative Commons Alıntı 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Bu yazının tüm hakları yazara aittir. Kaynak göstermeden kopyalanamaz ve alıntı yapılamaz.
Normalde sıkılıyorum uzun ve konsantre gerektiren yazılarda ama seninkiler cidden çok kaliteli ve o dizeler cidden ne anlama geldiğini çözmek usta işi sanki :)
YanıtlaSilTeşekkür ederim Dilek, uzun yazı okumaktaki sıkıntı bende de var ama bir türlü özet geçmeye alışamadım ben de. Yazmaya başlayınca sayfalar doluveriyor :))
SilBuraya sık uğrayacağım gibi görünüyor. Çok temiz ve akıcı bir dil, net bir anlatım. Öğrenmek için başka ne ister insan? Kalemine sağlık.
YanıtlaSilTeşekkürler. Güçlü bir kalemi, satırlarımı okurken görmek beni mutlu eder.
SilKehanet şöyle der eğer savaşa gidersen büyük bir kral ülkesini kaybedecek bu kehaneti kendi Zafer'i olarak yorumlayan Lidya kralı SAVAŞI kaybeder Persler sart şehrine kadar gelir 3 haftalık bir kuşatma sonunda sart düşer Lidya devleti tarihten silinir herodotun anlatımına göre kroisos yakalanır ve pers komutanına şunu söyler apollo beni kandırdı ! Ve kehaneti xerksese anlatır hikayeyi duyan komutan der ki apollo kahinine ve Tanrı'ya boşuna kızıyorsun sana hiç bir şey yapmayan dost bir ülkeye sebebsiz yere saldırdın ülkesini kaybedecek kralın kendin olabileceğini düşünmen gerekirdi !! Herodot tarihi
YanıtlaSilEvet.Daha önceki bir yazıda bu kehanet detaylarıyla yer alıyor.http://www.arkeorehberim.com/2014/12/solon-ve-kroisos.html
Sil