yeminlerin teminatı nefretin nehri styks

Neden yeminler için ortaya bağlayıcı bir güç koymalı? İnsanın kaypak doğası, kandırmaya meyilli, anlık düşünüp sonunu getiremeyen kararsız yapısı ve anı kurtarmakta ki üstün yeteneği mi buna sebep acaba?

İnsanoğlu her çağda yapılan yeminlerden geriye dönüşü engellemek için, yemini bozanın bedelini ağır ödeyeceği, yeminini pekiştirecek ilahi bir güce bel bağlamış. Günümüzde kutsal kitaplar üzerine yapılan yeminler eski çağlarda neyin üzerine yapılıyordu dersiniz?


Yer altında, ölüler ülkesinde aktığına inanılan ırmakların en büyüğüdür üzerine yeminler edilen nefretin nehri Styks (Stiks). Unutuş nehri Lethe, keder nehri Akheron, ağıt nehri Kokytos, alev nehri Phlegethon Styks nehrinin kollarıdır.

Tanrılar ve titanlar arasındaki savaş tanrıların galibiyetiyle sonuçlanınca, savaşa katılanlar galibiyetten payını almak için Olimpos'a Zeus'un yanına çıkarlar. Olimpos'a İlk gelen Styks olunca şöyle verir Zeus şeref payını;

Styks olmuştu ilk gelen Olimpos'a
yüce babasının öğütlerine uyarak
Zeus üstün paylar vererek yüceltti onu;
Onun adına yemin edecekti tanrılar
ve çocukları kendi yüce katında oturacaktı.

Tanrılar Olimpos'ta yemin edecekleri zaman yerle gök arasında iletişimi sağlayan tanrıça İris elinde altın bir kapla Styks Nehrinden bir kap su alır getirir. Yeminler bu su üzerine yapılır.
Yer altı tanrısı Hades'in gözetimindeki ölüler diyarını anlatırken, Styks'i şöyle tarif ediyor Hesiodos:

Burada ölümsüzler tarafından sevilmeyen bir
tanrıça da yaşar.
Okeanos'un büyük kızı uğursuz Styks'tir.
O nehir ki her zaman ters yönde akar, Styks
tanrılardan uzakta yaşar.
Gökyüzüne doğru uzanan direklerin arasındaki
geniş evinde yaşar.

Bir kayanın dibinden çıkar o su,
tanrıları bile ürkütür.
Karlı Olympos'un zirvesinde yaşayanlardan birisi,
kalkıp da suyun üzerine yalan yere yemin ederse,
tüm sene boyunca nefes alamadan donup kalır.

Bu ırmağın suyu üzerine yapılan yemin öyle güçlüdür ki, yalan yere yemin eden; tanrıların şarabına ve yiyeceğine dudağını değdiremeden bir köşede bir yıl sessiz sedasız ölü gibi yatar. Bir senenin sonunda ayağa kalkar ama dokuz sene ölümsüz tanrılara yanaşamaz ve hiç bir eğlenceye katılamaz. Ancak onuncu sene diğer tanrıların yanına gidebilir.

Yeminini bozanları bir çeşit taşa dönüştüren Styks Nehri günümüzde de ''taş olayım'' yeminine ne kadar etki etmiştir, veya bir çeşit ahit sayılabilecek büyü ve muskaların sadece akarsuda geçersiz kılınabileceği inancına etkisi ne orandadır düşündürücü.

styks ve kharon
                                   Styks Nehri ve Kayıkçı Kharon (Jose Benlliure 1919)

Odysseus Troya Savaşından sonra yurduna dönme çabasında denizlerde dolaşırken, gemisi batar, adamlarını kaybeder ve Nymphe (Peri) Kalypso'nun adasına varır. Burada kendisine aşık olup onu adada alıkoyan tanrıçanın yanında mutlu mesut yaşayan Odysseus'un, bir süre sonra ülkesi ve karısı düşer aklına. Her gün deniz kenarına oturup özlemle, hıçkırıklar ve ağıtlarla geçit vermeyen denize bakıp, yurduna dönmek için yakarır tanrılara.

Odysseus'un haline acıyan Zeus, tanrı Hermes'le güzel Nymphe Kalypso'ya haber göndererek; Odysseus'u bir sala bindirip denize salıvermesini buyrur. Aşık bir kadından bekleneni yapıp, sevdiği erkeği bırakmak istemeyen Kalypso, önce bu karara dirense de, emir büyük yerden gelmiştir; boyun eğer isteksizce.

Sahildeki gözü yaşlı Odysseus'un yanına gidip, tanrıların yurduna dönmesini istediklerini, kendisini salıvereceğini, bir sal yapmasını ve denize açılmasını söyler. Tanrıçanın bu sözlerini şüpheyle karşılayan akıllı Odysseus, Homeros'un dizelerinde bakın nasıl yemin ister ondan.

Sen başka bir şey düşünürsün tanrıça, dönüşümü değil,
ne diye denizin uçurumunu bir salla geçmemi istersin?
Olacak iş değil, korkunç bir şey bu!
Zeus püfür püfür yel estirse bile arkalarından
en dengeli hızlı gemiler geçemez denizi.
Gücüne gitmesin, ama ben sala falan binemem,
en büyük antla bana bir söz ver bakalım,
başına bela getirmek niyetim yok de.

İnsanoğlunun kendi insani niteliklerini yükleyerek yarattıkları tanrılarından; döneklik, sözünde durmama, yalan gibi olumsuz özelliklerini de esirgemediklerine ne güzel bir örnektir bu. Tanrıçadan doğru söylediğine, onu oyuna getirmek niyetinde olmadığına dair yemini şöyle alır Odysseus:

Seni gidi seni, hiç laf etmezsin boşuna!
Düşünür taşınır, dersin diyeceğini!
Tanığım olsun Gaia ve üstündeki koca Uranos,
mutlu tanrıların en büyük, en korkunç antlarını dinleyen
Styks'in yer altında çağlayan suları tanığım olsun,
senin başına dert ve bela getirmeye niyetim yok.

Ne insanlar, ne de tanrılar tarafından sevilen bu uğursuz nehrin sularının ölümsüz olduğuna inanılır. Styks Nehrinin suyuna girenin ölümsüzlüğe yaklaşacağı inancı en açık şekliyle Akhilleus (Aşil) efsanesinde görülür. Tanrıça Thetis Akhilleus'u doğurunca, kimi efsaneye göre ateşte dağlayarak, kimine göre Styks nehrinin sularına batırarak onu ölümsüz yapmaya çalışır. Ayak bileğinden tutarak bu işi yaptığı için de sadece o bölge ölümlü kalır ve ölümü de bu bölgeden; topuğundan okla vurulması nedeniyle olur. Tıpta, ayak bileğindeki bu bölgeye de ''Aşil Tendonu'' olarak adını verir.

Ölülerin diğer tarafa geçebilmesi için Styks ve Akheron nehrini aşması gerekir. Bu nehirleri Kharon isimli cinin kayığına binebilenler aşar. Cimri ve paragöz yaşlı bir tanrı olarak tasvir edilen Kharon, kayığına alıp geçireceği ölülerden para ister. Bu sebepledir ki, ölenler gömülürken ağzının içine Kharon'un alması için bir obolos (gümüş metelik) sıkıştırılır. Kharon'un kayığına binemeyen ölülerin ruhlarının yüz yıl ırmağın kenarında dolanıp kaldığına inanılır.
                                       
Mitoloji, geçmiş yüzyıllarda olduğu gibi hala günümüzde de; sanat, felsefe, psikoloji, dinler, sosyoloji ve daha pek çok alanda bitmez tükenmez bir kaynak. Adını bu ırmaktan alan STYKS müzik grubu ve efsane şarkıları ''Boat on the river'' da bu kaynaktan beslenenlere güzel bir örnek. Şarkı duygusal ezgileri nedeniyle hikayesini bilmeyenler tarafından her ne kadar aşk şarkısı niyetine dinlense de; aslında şarkıda sözü edilen ırmak Styks Nehri, kayık ise Kharon'un ölüleri diğer tarafa taşıdığı kayıktır. Ruhun sonsuzluğa ulaşıp, acılarından kurtulmasına dem vuran bir şarkıdır.

Styks'in bu efsanevi şarkısı ile mitolojide, cehennemin en korkunç ırmağını noktalarken; biri orijinal sözleriyle, diğeri Türkçe alt yazılı iki video ekledim. Hangisini dinlemeyi arzu ederseniz.















6 yorum:

  1. "İnsanın kaypak doğası" kısmına kesinlikle katılıyorum. Bugün bile, en kutsal bildiğimiz üzerine dahi yemin etsek ne olacak ki başımda ekmek kırarım olur biter diye düşünmüyor muyuz? Mutlaka bir çıkış yolu buluyoruz, uyduruyoruz kendimize. Nehrin üzerine yalan yere yemin edenin akıbeti bence taş olayım'ı oldukça çağrıştırıyor. Etkisi olsa gerek. Kaleminize ve ilminize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. Yemini geçersiz kılmak için başda ekmek kırıldığını bilmiyordum, ilk kez duydum. Ne kadar kolaymış yeminden dönmek:) Zaten insanlar kolayca yemin edince, şüpheyle yaklaşmak lazım. Çünkü yemini eder etmez geriye dönüşü düşünmeye başlamıştır bile.

    YanıtlaSil
  3. Merhaba, yeni keşfettim burayı. Arkeo rehber. :) Çok güzel paylaşımlar :)

    Bu arada yarın kitabım çıkıyor! :)

    YanıtlaSil
  4. Yalanım varsa "Styx çarpsın" diye bir şey varmıydı? Acaip aklıma takıldı. :)) Taş olma meselesi ile obolos ilginç noktalarmış. Teşekkür ederim. ;)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. :)))) Styks çarpmaktan beter ettiğine göre belki bu da yeminler arasında geçiyordur kim bilir:))

      Sil