Kral Sisyphos'un efsanesi mitolojide düşünür ve yazarları en fazla meşgul eden efsanelerden biridir belki de...
Korinth kralı Sisyphos
(Sisifos) iki şekilde ünlüdür mitolojide; yaşarken akıllara durgunluk verecek
zekasıyla yaptığı kurnazlık ve hilebazlığıyla, ölümden sonra ise çektiği
cezayla.
Sisyphos'un
yaşamındaki hile ve kurnazlıklardan hem ölümlü insanlar, hem de ölümsüz
tanrılar alır payını. Yaşamında Thanatos'u (Ölüm) sıkıştırıp kıskıvrak
yakalayıp zincire vuran, öldükten sonra yer altı tanrısı Hades'i bile kandırıp
yer yüzüne dönen hilebazların piridir kurnaz kral.
Tanrılar tarafından yakalanıp tekrar Tantaros'a (Cehennem) gönderilir ve tekrar kaçmaması için de sonsuz bir ceza verilir kendisine. Ceza Homeros'un dizeleriyle ulaşır günümüze;
ve de kolları ve bacaklarıyla dayanmıştı kayaya,
habire itiyordu onu bir tepeye doğru
işte kaya tepeye vardı varacak, işte tamam,
ama tepeye varmasına tam bir parmak kala,
bir güç itiyordu onu tepeden gerisingeri,
aşağıya doğru yuvarlanıyordu yeniden baş belası kaya,
o da yeniden itiyordu kayayı tekmil kaslarını gere gere,
kopan toz toprak habire aşarken başının üstünden,
o da habire itiyordu kayayı, kan ter içinde.
Sisyphos'un işkencesinden yola çıkılarak kullanılan ''Sisyphean'' terimi asla tamamlanamayan bir görevi anlatır.
Güneş teorisine göre bazı bilim adamları Sisyphos'u, her gün doğudan yükselip, batıya doğru düşmesi olarak yorumlar. Kimi filozoflar ise denizin yükselip alçalan dalgalarını anlattığını savunur.
M.Ö 1. yüzyılda yaşayan Epikürcü filozof Lucretius ise; sürekli yenilgiye uğrayan siyasetçilerin politikalarını, ''boş iş'' olarak tanımlayıp, taşı yukarıya doğru yuvarlamak olarak görür.
Sisyphos'u kimi filozoflar bilginin peşinde koşan insanın boşuna mücadelesi olarak görürken; kimine göre işçinin emeğidir Sisyphos işkencesi.
En dikkat çekici yorum
ise Albert Camus'dan gelir. Camus'a göre; Sisyphos insan hayatının saçmalığını
ve anlamsızlığını, tek gerçeğin ölüm olduğunu anlatır. Hayat anlamsızsa intihar
mı etmeli sorununu ise Sisyphos'un cezasının tanrılara bir başkaldırı olduğunu;
yenilgi değil direnmekten dolayı bu cezayı çekerken Sisyphos'un mutlu olduğunu
öne sürerek çözümler.
Görevlerin anlamı
azaldığında işçilerin nasıl tepki vereceğini araştırmak için yapılan deneylerde
kullanılan test yöntemi ''sisfüsyen koşul'' olarak adlandırılır. Bu deneylerden
çıkan iki ana sonuç ise işler daha anlamlı olduğunda insanların daha fazla
çalıştığı ve insanların anlam-motivasyon ilişkisini hafife aldığıdır. Sisfüsyen
koşul'a gündelik hayatımızda fazlasıyla tabiyiz zaten. Bir gün geçmesini
beklemeden kirlenecek eve, bir saat sonra yağacak yağmurun çamur deryasına
dönüştüreceğini, ya da yağmur yağmasa da 3-5 gün içinde eski haline döneceğini
bile bile mütemadiyen silinen cama harcadığımız eforun, Sisyphos'un taşından
geri kalır yanı var mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder