beyaz atlı prens ve andromeda sendromu

Genç bir kadınsınız... Belki ailenin baskısından, belki çalıştığınız kentten, ya da içinden kurtulmak istediğiniz ortamdan kaçmak için alelacele bir karar verdiniz. İçinde bulunduğunuz durumla savaşmak yerine karşınıza çıkan ilk erkekle evlenmeyi seçtiniz.

Yaşınız kemale erdi ve neredeyse asırlardır evli bir kadınsınız. Şöyle geriye dönüp henüz evlenecek olgunluğa erişmeden, kendinizi hazır hissetmeden, gençliğinizin en güzel çağında özgürlüğünüzü kısa kesip, neden aceleci davrandığınızı anlamıyor ve soruyorsunuz kendinize; ''Acaba deli miydim ben?''diye... Telaşa kapılmayın deli değildiniz elbette... Sizinki sadece bir sendrom. Hani şu psikologların istem dışı içine düşülen kısır döngülerin, ruhsal karmaşanın her birini  klas bir isimle açıklayıp, durumunuza uygun düşeni hemen size giydiriverdikleri şeylerden. Bu sendromun adına da Andromeda Sendromu (Andromeda Kompleksi) demişler.


Andromeda da neymiş diye sorarsanız; mitolojik bir karakterdir kendisi... Diğer pek çok sendromu adlandırmak için esinlenilen mitolojideki efsanelerden sadece bir tanesi ve sizin gençliğinizdeki durumunuza uygun düşeni :))

andromeda
                                         Andromeda (Frederic Lord Leighton 1891)

Andromeda Etiyopya kralı (Günümüzde Habeşistan) Kepheus ve Kassiopeia'nın (Kasipeya) güzeller güzeli kızı. Nasıl güzel olmasın Kassiopeia gibi güzel bir annenin kızı? Kraliçe güzelliğinin farkında, bunu biraz da abartıp sağa sola hava atmakta. Hatta o kadar ileri gitmekte ki; deniz perilerinden bile daha güzel olduğunu iddia etmekte.

Kraliçe Kassiopeia iddiasını olur olmaz her yerde dillendirir de bu konuşmalar deniz perileri olan Nereidlerin kulağına gitmez mi? Bu küstahlığa öfkelenen Nereidler, deniz tanrısı Poseidon'a şikayet ederler yana yakıla haddini bilmez kraliçeyi.

Poseidon kraliçeyi ve ülkesini cezalandırmak için, ülkeyi kırıp geçiren bir deniz canavarı salar Etiyopya'nın üzerine. Bakarlar ki canavarla baş etmek mümkün değil; Zeus tapınağında ararlar çareyi. Kahinler tek kurtuluş yolunun, kralın kızı Andromeda'yı canavara kurban vermekten geçtiğini söylerler. Kral buna direnir başlangıçta fakat; yıkım arttıkça halkın baskısı da artmaktadır krala. Kurban verilecek olan tek bir kız; oysa tehdit altında olan koskoca bir ülkedir. Hem bu bela kraliçenin hadsizliğinden gelmemiş midir başlarına?

Halkın baskısına daha fazla direnemeyen kral, kızı Andromeda'nın deniz kenarındaki kayalıklara zincirlenip, canavara yem olarak sunulmasına boyun eğer sonunda. Güzel prenses zincirlendiği kayalıklarda akıbetini beklemeye başlar çaresizce.

andromeda ve perseus
                                      Andromeda ve Perseus (Joachim Wtewael 1611)

İşte tam o arada; kanatlı atı Pegasus'un sırtında, kendisine bakan kişiyi taşa çeviren canavar Gorgo Medusa'nın başını kesip ülkesine götürmekte olan Perseus belirir ufukta. Kayalara zincirlenmiş güzel kızı gören Perseus yaklaşır atıyla kayalıklara. Durumu öğrenen ve güzel prensese oracıkta aşık olan kahraman; kendisiyle evlenmesi şartıyla canavardan kurtaracağını vaat eder genç kıza ve babasına. Teklifi kabul edilince elindeki Medusa başıyla canavarın ortaya çıkmasını bekler Perseus. Suların içinden yükselen canavara Medusa başını gösterip taş kesilmesini sağladıktan sonra prensesi zincirlerden kurtarır. Andromeda'yı karısı olarak yanına alarak, ülkesine doğru yola koyulur.

Peki Kassiopeia'nın küstahlığı yanına mı kaldı diyeceksiniz... Tabii ki hayır. Kraliçe alçak gönüllülüğü öğrenmesi için  bir ters bir düz dönen yıldız olarak gökyüzüne yerleştirilir. Kassopeia ya da Kraliçe Takımyıldızı olarak da adlandırılan bu takımyıldızı altı ay ters, altı ay düz olarak gözlemlenir.

Andromeda ise; önce annesi (Kraliçe Takımyıldızı), babası Kepheus (Kral Takımyıldızı) ve kocası (Perseus Takımyıldızı) gibi, galaksideki 88 takımyıldızından biri olarak Andromeda Takımyıldızı (Zincirli Prenses) adıyla gökyüzünde yerini alır.

Yeryüzünde ise; Perseus kanatlı beyaz atı Pegasus'la modern çağın ''Beyaz Atlı Prens'' hikayelerinin prototipidir büyük ihtimal. Andromeda da bir sendroma adını vererek anılmaya devam eder psikolojide.

''Pegasus'lu Perseus'' günümüzde ''Beyaz Atlı Prens'' olarak  Andromeda Sendromuna aday genç kızların hayallerini süslemekte. Unutulmaması gerekense; insanın kurtarıcısının, sadece ve sadece kendisi olduğu gerçeği...



Yitik Bir Gençliğe Ağıt


Bilmezdik ki, daha henüz...

Geçmemişken bile çocukluğumuz,
Masumane bir bakışla vurulup,
Yoluna başımızı...
Uğruna delikanlılığımızı koyduğumuz...
Ve bir daha, bir daha dolsun diyerek
Boş kadehlerini
Masalarına vurduğumuz! ...
Meyhanelerinde bugün,
Ağıtlarla uğurladığımız
Koca bir gençliğin
Kaldırırken son kere,
Şerefine...
Kadehimizi,
Versin istiyoruz yeniden,
Versin!
Küskün kaderimizden...
Versin yitirdiğimizi...

1 yorum: