kendini arayan adam...heraklitos

Büyük Heraklit bilge adam, unvanı ''Karanlık'', öğretileri aydınlığa açılan kapıyı aralayan, bu toprakların yetiştirdiği ölümsüz filozof; bugün önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum!

Heraklit (Herakleitos) yaklaşık olarak M.Ö 640-580 yılları arasında yaşamış Efesli (Ephessos) bir filozof. Kaynaklar Heraklit'in Efesli kral ve rahipler çıkaran aileye mensup bir soylu olduğunu; babası Blyson'dan kendisine kalan, daha sonra çekilerek yerini kardeşine bıraktığı rahipliğin ona ayrıcalıklar sağladığını söylerler.

İçinde yaşadığı toplumu sürekli eleştiren ve zamanla kendisini soyutlayan Heraklit, doğup yetiştiği topraklardan her şeye rağmen ayrılmayı düşünmez. Kendisine Pers kralı Darius ve Atinalılar tarafından yapılan cömert davetleri ''Ben ki, kötülük nedir bilmem, her zaman kıskançlığa neden olan şatafattan ve gösterişten kaçınırım ve uzak durmak isterim. Gelemem Pers ülkesine; burada hoşuma giden bir kaç küçük şeyle yetinmeyi yeğlerim'' sözleriyle geri çevirecek kadar da bağlıdır doğduğu topraklara.

Düşüncelerini üstü kapalı bir kaç anlama gelecek sözlerle adeta çözülmesi gereken bilmeceler gibi kaleme aldığı için ''Karanlık Filozof'' unvanıyla yerini alır tarih içinde. Heraklit'le ilgili en detaylı bilgi, M.S 3. yy başlarında yazıldığı sanılan Diogenes Laertios'un ''Ünlü Felsefecilerin Yaşamları, Kuramlar ve Sözleri'' adlı eserinden edinilir.
heraklitos
                                                           Heraklitos

Gençken ''Kendimi aradım'' sözleriyle hiç bir şey bilmediğini söyleyen; yetişkin olduğunda ise ''Tüm yolları denese de insan, ruhun sınırlarına ulaşamaz yolculuğunda; öylesine derindir ondaki logos'' tespitiyle arayışını noktalayan şaşırtıcı bir felsefecidir.

Kendisine barış için ne gerektiği sorulduğunda; çıktığı hatip kürsüsünde bir parça arpa ununu bir bardak suya ektikten sonra içip, tek kelime söylemeden inerek, alçak gönüllü ve tok gözlü olmak gerektiği mesajını veren, öğretileri günümüz yöneticilerinin gözüne sokulması gereken bir filozoftur Heraklit.

Bugün Heraklit'in; Laertios'un deyimiyle yüce duygulu, herkesten daha gururlu ve insanların akılsızca davranışlarını, kavga ve savaşlarını küçümseyen tavrıyla gülümseyerek doğup yaşadığı topraklarda olanları izlediğini ve neler düşündüğünü hayal ettim.

''Kentin duvarları gibi yasaları korumak için de savaşmalı ulus '' sözleriyle 2500 yıl önceden bu günler için sesleniyor adeta.

 ''Yangın söndürmekten daha önemlidir ölçüsüzlüğü söndürmek'' söyleminin kıymeti, yıllardır başımıza dert olan ölçüsüzlüğün önüne geçebilmek için verilen uğraş ve söndürmek için yapılan onca matematiksel hesap düşünülürse  daha bir anlaşılır sanırım.

Yaşadığı çağda yöneticilerin yetersizliğini, halkın cehaletini acımasızca eleştiren Heraklit; çocuklarla aşık oynarken kendisini görüp şaşıran Efeslileri ''Ne şaşıyorsunuz reziller! Yaptığım iş, sizinle devlet yönetmekten daha iyi değil mi?''  diyerek horlar.

''Zordur tutkularla savaşmak, ruhla ödenir'' sözleri güç ve iktidar için ruhunu paraya satan yöneticilerimiz için söylenmiş adeta. Sonradan zenginleşen yeni sınıfa nefretini ise; ''Hiç eksik olmasın zenginliğiniz Ephesoslular. Olmasın ki alçaklığınız belli olsun'' sözleriyle kusar.

Kötü bir yönetime göz yuman halkı yığın olarak gören Heraklit; yığının anlayışsız olduğunu, her şeyin dış görünüşüne takılıp, boş inançlar peşinde yuvarlanıp kaldığını savunur. Yazdığı; evren, politika ve tanrı bilim üzerine üç bölümden oluşan kitabını, vatandaşlarının anlamaktan çok uzak olduklarını düşünüp, kitabı kütüphaneye bırakmak yerine, Efes Artemis Tapınağına adak olarak sunarak, tapınağın tozlu arşivine gömer.

İnsanları anlamasını bilen araştırıcı kişiler ve anlamasını bilmeyen sağır gibi olan, işitseler bile anlayamayan insanlar olarak iki gruba ayırır. Bu ayrımı yaparken sanki bizim son yıllardaki durumumuzu özetliyor Heraklit.

''Karşıt olan şeyler bir araya gelir ve uzlaşmaz olanlardan en güzel uyum doğar. Her şey çatışma sonucunda meydana gelir'' sözlerini haklı çıkaran bir gelişme yaşadık son günlerde. halk el birliğiyle karşıtlıkları bir araya gelmeye zorladı Heraklit'in sözünü ettiği ''en güzel uyumun'' doğup doğmayacağını, büyük filozofun tezinin ne derece doğru olduğunu göreceğiz bakalım:)
panta rei su akar

Değişim felsefesinin öncüsü olan Heraklit'in kendisinden sonra gelen Stoacılara ve Goethe, Hegel, Marx, Nietzsche gibi düşünürlere etkisi büyük olur. Nietzsche dünyanın her zaman  Heraklit'e yani ''doğruya'' ihtiyacı olduğunu söyler. Belki de en fazla ihtiyacı olan bizleriz son yıllarda. Kendisini takip eden düşünürleri etkilese de kullandığı kapalı üsluptan dolayı, felsefesi farklı yorumlamalara  neden olan filozofların başında yer alır Heraklit.

Onun değişim felsefesini ortaya koyan ''Su akar'' ya da ''Aynı ırmakta iki kere yıkanamazsın'' sözlerini ne güzel de ortaya koymuştur bugünlerde yaşadığı toprakların insanları. Her şey akar, değişim kaçınılmazdır. Irmağa tekrar girdiğinde ne sen eski sensindir, ne de seni yıkayan su. Hem sen değişmişsindir, hem de sürekli akan ırmağın suyu.

Bu değişimden bihaber olan günümüzün saraylısı, kendi değişiminin farkına varmasa da, yıkandığı ırmağın aynı ırmak olmadığının farkına varmıştır büyük ihtimal:)










Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Bu yazının tüm hakları yazara aittir. Kaynak göstermeden kopyalanamaz ve alıntı yapılamaz.

6 yorum:

  1. :)) Kesinlikle anladı. Heraklit'in kendini Artemis Tapınağına kapadığı gibi, kapadı sarayına kendini....

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hiç çıkamamasını dilemek geliyor insanın içinden:))

      Sil
  2. Yazınızı beğenerek okudum. "Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz" sözüyle tanıdığım Heraklites hakkında bilgi sahibi oldum böylece. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben teşekkür ederim; beğenenerek okumanıza mutlu oldum.

      Sil
    2. Her zamanki gibi geçmişin ışığında günümüzün çok güzel bir sentezini yapmışsınız. Kaleminize yüreğinize sağlık.Bende umarım ki; yıkandığı ırmağın aynı ırmak olmadığını anlamıştır....

      Sil
    3. Umuyoruz, umutlanıyoruz, sonra bakıyoruz ki, yine aynı noktadayız..Yürüyüş bandına mahkumiyetimiz daha ne kadar sürecek belirsiz. Şöyle çıksak artık açık havaya da, hem önümüz açılsa, hem içimiz :)

      Sil