Mitoloji kurgulanmış hikayeler, olağanüstü olaylar ve kişilerin ifadesi değil sadece. İnsanların; düşünebildiğinin, sorguladığının hayallerinin, düşlerinin dışa vurumu bazen de. Felsefeyi bilmezden evvel mitolojiyle düşünmüş insanlar. Bazı şeylere yüklediği anlamların derinliği hala etkileyici bir yolculuğa iter bizleri. Tıpkı Lethe gibi..
Lethe unutmak anlamına gelen, bir nehirle vücut bulan bir tanrıçanın adı. Nehir de unutuş nehri oluyor doğal olarak. Kavga tanrıçası Eris'in kızı, Gece'nin torunu olduğunu söyler Lethe'nin Hesiodos.
Ölüler ülkesinde akan bir ırmaktır Lethe..Her ırmak gibidir akışı belki de ama, kerameti ne ele gelen, ne de kaba giren suyundadır. Kim bu ırmağı mitolojinin zengin içeriğine katmıştır bilinmez ama, Lethe'ye yüklediği anlam; insanın derinlerine inip hayatını sorgulayışının eseridir.
Lethe
Irmağın kenarında otururken kaçımızın aklından geçmiştir suların önüne katıp götürdüğü her şey gibi, dertlerimizi de önüne katmak, alıp bizden uzaklara taşıması için kederlerimizi sularına karıştırmak. Ama bunları yaparken; dertlerle zevklerin, mutlulukla elemin, sevinçle kederin tıpkı etle kemik gibi olduğunu fark ettirir bize Lethe. Birbirinden ayrılması mümkün değildir. Ya birlikte sonsuzluğa, ya da hiç biri olmadan hiçliğe sürüklenmelidir neticede insan.
Bir nehrin kenarına götürseler sizi, deseler ki; bu nehrin suyu en derin yaralarını iyileştirecek, acılarını geçirecek, kötü anılarını beyninden, yaralarını bedeninden silip atacak ne yapardınız? Bu mutlu ederdi sizi değil mi? İçmek için acele eder kana kana içebilmek için koşardınız nehre..
Bu nehrin suyunun tasa dolmadığının ele gelmediğinin içmek için bir ölçünün olmadığının söylendiğini düşünün. Ne önemi var eğilir doyasıya içerim diyeceksiniz belki de.
Hemen acele etmeyin derim. Çünkü Lethe öyle bir nehirdir ki içtiğiniz suyla beraber acılardan kurtulurken anılardan da kurtulursunuz. Kederleriniz silinirken anne-baba dediğiniz insanların da silindiğini düşünün. Acılarınızı unuturken babası ya da annesi olduğunuz çocuklarınızı, neşeli anılarınızı, hayatta olmanın hissettirdiği doyumsuz tatları, yaşanmış aşkları da unutma riskiniz var. Azıcık içip sadece acılarımı unutayım deseniz neye göre az derim. Neyle ölçeceksiniz kaba girmeyen bu suyu? Belki bir damla, belki bir yudumda gidecek kötülüklerin yanında güzellikler.
Şimdi oturup düşünün bakalım; geçmişinize sahip çıkıp, acılar, kederler, dertler ve hastalıklarla beraber devam etmek mi, yoksa bir yudumda bir ömür biriktirdiklerinizi silmek mi?
İşte bu ikilemi yaşatan nehirdir Lethe. İnsanlara hayatı sorgulatan taşınan yüküyle yaşanan güzelliklerin muhakemesini yaptırıp terazide tarttıran içsel bir yolculuktur.
Akan bir suyun kenarında oturup suyun akışını izlemek kadar mutluluk verici bir şey var mı hayatta. İnsanları düşünmeye en fazla sevk eden yerlerden biridir belki de ırmaklar.
Ne düşünceler ne hayaller gelip geçmiş onu izlerken akıllardan. Salınarak usul usul akanların kenarında ruhunu dinlendirmiş kimi, kimisi kükreyerek akan sularının karşı konmaz coşkusuna teslim etmiş yüreğini.
Ama belli ki her şekli düşünceye sevk etmiş izleyeni. Tıpkı sizler gibi, benim gibi.
Dark Tranquility Unutuş Nehri Lethe'den esinlenerek çok güzel bir şarkı yapmış. Dinlemeyi arzu ederseniz şarkı sizlerle...
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Bu yazının tüm hakları yazara aittir. Kaynak göstermeden kopyalanamaz ve alıntı yapılamaz.
Lethe unutmak anlamına gelen, bir nehirle vücut bulan bir tanrıçanın adı. Nehir de unutuş nehri oluyor doğal olarak. Kavga tanrıçası Eris'in kızı, Gece'nin torunu olduğunu söyler Lethe'nin Hesiodos.
Ölüler ülkesinde akan bir ırmaktır Lethe..Her ırmak gibidir akışı belki de ama, kerameti ne ele gelen, ne de kaba giren suyundadır. Kim bu ırmağı mitolojinin zengin içeriğine katmıştır bilinmez ama, Lethe'ye yüklediği anlam; insanın derinlerine inip hayatını sorgulayışının eseridir.
Irmağın kenarında otururken kaçımızın aklından geçmiştir suların önüne katıp götürdüğü her şey gibi, dertlerimizi de önüne katmak, alıp bizden uzaklara taşıması için kederlerimizi sularına karıştırmak. Ama bunları yaparken; dertlerle zevklerin, mutlulukla elemin, sevinçle kederin tıpkı etle kemik gibi olduğunu fark ettirir bize Lethe. Birbirinden ayrılması mümkün değildir. Ya birlikte sonsuzluğa, ya da hiç biri olmadan hiçliğe sürüklenmelidir neticede insan.
Bir nehrin kenarına götürseler sizi, deseler ki; bu nehrin suyu en derin yaralarını iyileştirecek, acılarını geçirecek, kötü anılarını beyninden, yaralarını bedeninden silip atacak ne yapardınız? Bu mutlu ederdi sizi değil mi? İçmek için acele eder kana kana içebilmek için koşardınız nehre..
Bu nehrin suyunun tasa dolmadığının ele gelmediğinin içmek için bir ölçünün olmadığının söylendiğini düşünün. Ne önemi var eğilir doyasıya içerim diyeceksiniz belki de.
Hemen acele etmeyin derim. Çünkü Lethe öyle bir nehirdir ki içtiğiniz suyla beraber acılardan kurtulurken anılardan da kurtulursunuz. Kederleriniz silinirken anne-baba dediğiniz insanların da silindiğini düşünün. Acılarınızı unuturken babası ya da annesi olduğunuz çocuklarınızı, neşeli anılarınızı, hayatta olmanın hissettirdiği doyumsuz tatları, yaşanmış aşkları da unutma riskiniz var. Azıcık içip sadece acılarımı unutayım deseniz neye göre az derim. Neyle ölçeceksiniz kaba girmeyen bu suyu? Belki bir damla, belki bir yudumda gidecek kötülüklerin yanında güzellikler.
Şimdi oturup düşünün bakalım; geçmişinize sahip çıkıp, acılar, kederler, dertler ve hastalıklarla beraber devam etmek mi, yoksa bir yudumda bir ömür biriktirdiklerinizi silmek mi?
İşte bu ikilemi yaşatan nehirdir Lethe. İnsanlara hayatı sorgulatan taşınan yüküyle yaşanan güzelliklerin muhakemesini yaptırıp terazide tarttıran içsel bir yolculuktur.
Akan bir suyun kenarında oturup suyun akışını izlemek kadar mutluluk verici bir şey var mı hayatta. İnsanları düşünmeye en fazla sevk eden yerlerden biridir belki de ırmaklar.
Ne düşünceler ne hayaller gelip geçmiş onu izlerken akıllardan. Salınarak usul usul akanların kenarında ruhunu dinlendirmiş kimi, kimisi kükreyerek akan sularının karşı konmaz coşkusuna teslim etmiş yüreğini.
Ama belli ki her şekli düşünceye sevk etmiş izleyeni. Tıpkı sizler gibi, benim gibi.
Bu eser Creative Commons Alıntı-Gayriticari 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Bu yazının tüm hakları yazara aittir. Kaynak göstermeden kopyalanamaz ve alıntı yapılamaz.
Enteresan bir blogunuz var.
YanıtlaSilUmarım iyiye delalettir :))
Silİnsan acı çekerken "Lethe " ye bir an önce girmek istiyor.
YanıtlaSilHaklısın. Acı arttıkça, acıdan gayrısı yavaş yavaş önemini yitiriyor.
Sil