çapkın tapınak kölesinin itiraf yazıtı

Büyük filozof Epikuros'a göre insanları mutlu olmaktan alıkoyan iki şey; tanrı ve ölüm korkusudur. Bu iki korkudan kurtulamayan insanın mutlu olması mümkün değildir. Bu korkuların gereksizliğini ise şöyle açıklar Epikuros. 

''Ölümden korkmak anlamsızdır; biz yaşadığımız süre ölüm yoktur; ölüm geldiğinde ise biz yokuz''
Tanrıdan korkmanın gereksizliğini ise; '' Tanrı evreni  yarattıktan sonra işine gücüne bakmaktadır. İnsanların ne yapıp ne yapmadığı çok da umurunda değildir. Tanrı iyidir; sadece olup bitenlere karşı ilgisizdir. O nedenle ondan korkarak yaşamak yersizdir.'' şeklinde açıklar.

Epikür (M:Ö 341-270) böyle söyleyedursun, insanoğlunun neredeyse insanlık tarihi kadar eski olan; ölüm korkusunu, ölümden sonraki yaşam korkusunu ve işlediği günahlardan kurtulma ve tanrılara kendisini affettirme çabasını bir çırpıda silip atıvermesi pek de kolay değildir.

Bugün bile bunun zorluğu ortadayken; hele de antik çağda, tanrının yeryüzündeki sözcüsü kabul edilen, insanlar üzerinde kurdukları otoriteyle onları maddi ve manevi olarak sömüren din adamlarına rağmen bu öğretilerini kabul ettirmesi imkansız gibi görünse de; Epikuros, antik çağ filozofları arasında öğretisi geniş kitlelere yayılan ve en uzun süre etkisini sürdüren filozoftur.

İnsanların bu korkularını körükleyen, tanrıların insanlarla aralarında aracılık eden rahiplerinin; halkın üzerinde kurduğu otoritenin yazılı belgeleri her dönemden mevcut. İnsanlar başlarına gelen kötülükleri ve talihsizlikleri rahiplerin de yönlendirmesiyle tanrıların kendilerine olan kızgınlıklarının sonucu olduğuna inanmış; tanrıların gönlünü alıp kendilerini affettirme yoluna gitmişler tüm zamanlarda. 

Rahiplerin isteği doğrultusunda Tanrıların maddi manevi taleplerini yerine getirdikten sonra ibret  için; suçlarını itiraf edip ödedikleri bedeli yazdıkları itiraf yazıtlarını (confessio),  tapınaklara veya kamuya açık alanlara dikmek zorunda bırakılmışlar. Çok tanrılı dinlerde bir çeşit günah çıkarma göstergesi olan bu itiraf yazıtlarından oluşan dini gelenek Hristiyanlıkta da varlığını devam ettirerek günümüze kadar ulaşmış. Aradaki tek fark; antik çağda tanrının sözcüsü rahiplerle insanlar arasında geçen konuşma cümle aleme itiraf yazıtlarıyla ilan edilirken; Hristiyanlıkta sadece kişi ve din adamlarının arasında kalarak mahremiyet kazanmış.

Denizli'nin Çal ilçesinde Bahadınlar köyü yakınlarındaki Apollon Lairbenos kutsal alanında ve Manisa Kula (Katakekuemene) çevresinde bu tür itiraf yazıtlarına dair buluntu oldukça fazla.
theodoros itiraf yazıtı
                                                     Theodoros'un İtiraf Yazıtı

Bu tür buluntulardan biri de, Silandos'da (Karaselendi) bulunan ve Manisa müzesinde sergilenen 26 satırdan oluşan itiraf (Confessio) yazıtı. Yazıtın üst kısmına yerel ay tanrısı Men'in sembolü olan bir hilal ve Theodoros'un gözleri resmedilmiş.

Gözleri kör olan ve körlüğünü tanrılar tarafından lanetlenmesine bağladığı anlaşılan çapkın tapınak kölesi Theodoros'ın; işlediği günahlar ve ödediği bedelin yer aldığı, Tanrı Men tarafından affedilmesi için bir çeşit günah çıkarma da denebilecek olan yazıtın Türkçe metni şu şekilde;

«320 (= İ.S. 235) yılının Panemos ayının 12. gününde:
Theodoros: Tanrı Zeus ile Büyük Men Artemidorou bana rehberlik edip aklımı başıma getirdiler
Tanrı Men: İşlediği günahlardan dolayı, Theodoros’u gözlerinden cezalandırdım.
Theodoros: Haplokomas’ın kölesi ve Eutykhes’in karısı olan Trophime ile meclis binasında birlikte oldum (ve böylece ilk günahı işledim).
Karar: Birinci günahını bir koyun, bir keklik ve bir köstebek vererek ödeyecek.
Theodoros: Non(n)os tanrılarının bir kölesi olduğum sırada flütçü kadın Ariagne ile ilişkiye girdim ve böylece ikinci günahı işledim.
 Karar: Bu günahını bir domuz yavrusu, bir ton balığı ve bir başka balık vererek ödeyecek.
 Theodoros: Flütçü kadın Arethousa ile cinsel ilişkiye girdim ve bu şekilde üçüncü günahı işlemiş oldum.
 Karar: Bu günahını bir piliç, bir serçe, bir güvercin, bir ölçek arpa ile karışık buğday, bir ölçek şarap ve bir ölçek buğdayla ödeyecek. Ayrıca rahipler için de bir ölçek şarap verecek.
Theodoros: Zeus’tan (da) yardım istedim.
Tanrı Men: İşte bak! Onu günahlarından dolayı cezalandırmıştım. Ama şimdi o tanrıların öfkesini yatıştırdı ve bir yazılı taş dikti; böylece cezalarından kurtuldu. Tanrılar Meclisi’ne de danıştım. Ve şimdi ondan hoşnutum. Çünkü yazılı taş tam benim saptadığım günde dikildi. Hapishaneyi açabilirsiniz; mahkumu bir yıl on ay sonra serbest bırakıyorum». (Prof.Dr Hasan Malay)

Bu tür yazıtlar dini gelenek, tanrılara sunulan hediyeler hakkında bizlere fazlaca bilgi verip aydınlatırken; aklımızda bir kaç soru işareti de bırakıyorlar haliyle... Çapkın köle Theodoros'un gözlerini geri kazanabilmek çabasıyla isimlerini açık edip cümle aleme duyurduğu, içlerinden birisi evli olan bu üç kadının akıbeti ne olmuştur mesela? Ya da bütün bu gayretleri sonucunda, tanrının yaklaşık iki yıl sonra cezasını tamamlanıp salıverilmesi(görme yeteneğini tekrar kazanması) gerçekleşmiş ve gözlerine kavuşmuş mudur; bu da bir başka merak konusu...

4 yorum:

  1. "Büyük filozof Epikuros'a göre insanları mutlu olmaktan alıkoyan iki şey; tanrı ve ölüm korkusudur. " Epikuros kesinlikle haklı :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne kadar doğru tespitler değil mi? Zaten 23 asırdır insanları fikirleriyle ve öğretileriyle hala etkileyebiliyor olması; düşüncelerinin derinliği ve doğruluğunun bir göstergesi sanırım.

      Sil