ağırlık

Öyle koşar adım
gidiyorum ki hayatta;
önümü görmek için...
gözlerim hep yolda...
ben mi
yaşamın içinden
geçip gidiyorum,
yoksa sürükleyip mi
götürüyor beni
habersizim...



Yavaşlatayım diyorum
beni önüme bakmaya
mahkum eden
adımları,
hız kesiyorum
durdum duracağım;
bu kez de yanımdan
hızla akıp geçiyor yaşam,
yine tutamıyor
ve bakakalıyorum
ardından...

Yok mudur
bunun ortası diye
sorgularken kendimi;
bir derenin kıyısında
buluyorum düşüncelerimi.
İçine aldığını sürükleyip
götürürken dere;
yalayıp geçiyor
kıyısına kök salmış
öylece bekleyenleri...

Bir düşüncedir
alıyor beni...
Derenin içinde
olmak mı iyi,
yoksa kenarında durup;
dokunup geçmesi mi?
Çık işin içinden
çıkabilirsen şimdi...

Yok diyorum.
Elbette
derenin içinde
sürüklenip gitmek iyi.
Kenarındakiler bakarken
derenin
akıp gidişine şimdi;
içindekiler
daha büyük bir nehre
akacaklar coşkulu
bir çağlayan gibi.
Belki oradan da
kavuşacaklar ummana
ve bir şeylere tutunup
yaşamak yerine;
kendi ağırlıkları kadar
yer tutacaklar.

İşe yaramaz
bir bitki gibi,
bir kenara tutunup
hissederek
yalancı bir mutluluk;
hayatı izlememeli...
Haydi diyorum
kıpırda
ve yaşamın içinde
kendi ağırlığını
bul şimdi.
N.DENİZ


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder