Şiirde bir ekolün yaratıcısı olan, şiirleriyle iz bırakan şair bir kadın ve yaşadığı günümüzün Midilli Adası (Lesbos); hiç tahmin edebilirler miydi ki adları gelecekte, cinsel bir sapkınlık olarak kabul edilen lezbiyenlikle anılacak? Ve bu akım içeriğini şair Sappho'dan, ismini Lesbian veya dilimize geçen şekliyle lezbiyen olarak Lesbos adasından alacak?
Latin şair Ovidius Heroides adlı kitabında, Sappho'nun ağzından Phaon'a yazdığı mektubunda; Sappho'nun lirik vezinde şiir yazdığına değinerek, ölüme hazırlanırken lir çalmakta Apollon'a denk ustalığını şu dizelerle dile getirir:
Değerini bilen şair Sappho sana sundu lirini
o lir bir bana, o lir bir sana yakışır.
Sappho hakkındaki iddialar nedeniyle, Papa Gregory 1073 yılında Sappho'ya ait olduğu bilinen çalışmaları yaktırır. Günümüze Sappho'ya ait olduğu kesin olan, Afrodit'e yazılmış bir ilahisi kalır. Sapho'ya ait olduğu düşünülen 182 şiirin neredeyse tamamı dönemine yakın tarihçiler, edebiyatçılar ve şairler aracılığıyla günümüze ulaşmış.
Hakkındaki iddialar söylentiden ibaret kalsa da gerçek olan şey, bu dahi ilham perisi şair kadının; şiirleriyle oluşturduğu algı nedeniyle, yaşadığı kentle beraber döneminden yaklaşık 200 yıl sonra başlangıçta Lesboslu olarak tanımlanan, günümüze lezbiyen olarak ulaşan terime kaynaklık etmesidir.
Yazıyı noktalarken kendisine ait olduğu kesin olan ve günümüze tamamı ulaşabilen Afrodit'e hitaben yazılmış ilahisiyle, tarihte iz bırakmış kadınlar arasında yer alan Sappho'yu anmış olalım.
Ey tahtı ışıl ışıl Afrodit
Ulu Zeus'un düzenci kızı
yalvarırım yüreğimi acılarla dağlama
Yardıma gel gene, hani eskiden
sesimi duyunca nasıl, çıkıp babanın sarayından kanat çırpan kuşların
çektiği yıldızlı arabana biner;
yeryüzüne inerdin bulutsuz mavilikten
ölümsüz dudağında o aydınlık gülüşle sorardın,
''Gene nen var?'' derdin, ''nedir gene deli gönlünü çelen?''
''Tılsımımla kimi baştan çıkarıp yollamam gerekiyor koynuna?''
Her ne kadar günümüzde farklı bayrak ve ülke sınırları dahilinde kalsa da; antik çağda sanatı ve kültürüyle Anadolu'nun uzantısı ve Aiol kentlerinden biri olan Lesbos (Midilli) adasında yaşayan bir Afrodit rahibesidir Sappho.
Sappho'nun; kesin olmamakla beraber M.Ö 615 civarında doğduğu ve 570 lerde öldüğü düşünülür. Aristokrat bir ailenin kızı olduğu, iyi eğitim aldığı, üç kardeş oldukları, zengin bir tüccarla evlilik yaptığı, şiirlerinde ismine yer verdiği Kleis adında bir kızının olduğu dışında hakkında çok fazla bilgi yok.
Sappho- Julius Kronberg (1850-1921)
Sappho'nun öncülüğünü yaptığı lirik şiir, ismini kişinin duygularını coşkuyla lir eşliğinde dile getirmesinden alır. Kadının düşünsel dünyasıyla duygularını; sevgi, aşk, erotizm ve tutku dolu dizelerle, temelini bu duygulardan alan Afrodit kültünün rahibesi olmasının rahatlığıyla özgürce dile getirebilmiş Sappho.
Evliliğe adım atacak genç kızlara sevgi, zarafet, şıklık, dans, şarkı ve şiir eğitimi veren okulunda, lir eşliğinde söylediği şiirlerle evliliğe hazırlamış kızları. Anadolu'da Batı Ege kıyılarının kuzeyinde Gediz Nehri ile Bakırçay arasında kalan ve Midilli (Lesbos) Adasını da içine alan Aiol birliği içinde kalan kentinde, argo kelimelerin yaygın olarak kullanıldığı Aiolce ile söylemiş şiirlerini.
memelerimden süt geliyor olsaydı
Gerdek gecesi, aşk, erotizm ve tutku içerikli şiirleri eğitim verdiği kızlar için söylenmiş genelde. Sappho'nun hemcinslerine özgürce seslendiği bu şiirleri sonraki dönemlerde kızlara duyduğu cinsel ve duygusal ilgi olarak yorumlanmış. Yalnız tezata bakın ki; ölümü Phaon isimli bir gence duyduğu karşılıksız aşk nedeniyle kayalıklardan kendisini denize bırakarak olmuş. Ölümüyle ilgili; bir erkek için intihar ettiği veya eceliyle öldüğü yönünde kesin olmayan iki görüş hakim.
Döneminde ilham dolu şiirleriyle ardıllarını geride bırakan ve bir ekolün kurucusu ve temsilcisi olan Sappho'yu hemcinslerine karşı sapkın duygular beslemekle suçlamak ne derece doğrudur hala tartışması sürmekte. İçinde bulunduğu durum göz önüne alındığında, Afrodit rahibesi bir kadının evliliğe hazırladığı kızlara bilimsel teoriler üzerine eğitim vermesi beklenemeyeceğine göre, ona lezbiyenlik suçlaması yapmak haksızlık olarak geliyor bana da.
Platon bir konuşmasında Sappho'nun yeteneğinden söz ederken, mitolojide müzik, aşk şiirleri, tragedya, destan, tiyatro, komedi, dans gibi yaratıcı sanatların temsilcisi olarak görülen dokuz Müz için ve Sappho için şöyle der; ''İddia ediyorum ki Müzler dokuz tane değildir. Onuncusu Lesboslu şair Sappho'dur''
Sappho-Roma Dönemi (İstanbul Arkeoloji Müzesi)
Yaşadığı dönemi takip eden yıllarda sanatından övgüyle söz edilen, heykelleri dikilip sikkeler üzerine portresi işlenen, adına şenlikler düzenlenen bu deha kadının, ölümü üzerine anlatılan efsane oldukça tartışmalı. Onun kadınlara yağdırdığı övgülerin ve sanatında doruğa çıkmasınin erkeklerin egosuna vurulan bir darbe olduğu ve bunun intikamının; yaşamını, bir erkek uğruna kendisini öldürdüğü efsanesiyle sonlandırılarak, sanatında çağdaşlarını geride bırakan Sapho'dan erkeklerin aldığı bir intikam olduğu görüşünü savunanlar da mevcut.
Platon'un 10. Müz olarak nitelediği Sapho'nun aşkına karşılık alamadığı yakışıklı denizci Phaon'un, efsanelerde adı geçerken, Sappho şiirleriyle yaşamış ve tarihe mal olmuş bir karakter. Bir efsaneye göre:
Phaon yaşlı çirkin bir sandalcıdır. Günün birinde tanrıça Afrodit yaşlı bir kadın kılığında salına binerek ona ücret yerine ufak bir şişe verir. Phaon şişenin içindeki iksiri sürdükçe gençleşip güzelleşir ve çok yakışıklı bir delikanlı olur. Adadaki bütün kadınların aşık olduğu bu gence şair Sappho'da gönlünü verir. Phaon'dan karşılık görmeyince de kendini kayalıktan denize atarak öldürür.
Sappho'nun; kesin olmamakla beraber M.Ö 615 civarında doğduğu ve 570 lerde öldüğü düşünülür. Aristokrat bir ailenin kızı olduğu, iyi eğitim aldığı, üç kardeş oldukları, zengin bir tüccarla evlilik yaptığı, şiirlerinde ismine yer verdiği Kleis adında bir kızının olduğu dışında hakkında çok fazla bilgi yok.
Sappho- Julius Kronberg (1850-1921)
Sappho'nun öncülüğünü yaptığı lirik şiir, ismini kişinin duygularını coşkuyla lir eşliğinde dile getirmesinden alır. Kadının düşünsel dünyasıyla duygularını; sevgi, aşk, erotizm ve tutku dolu dizelerle, temelini bu duygulardan alan Afrodit kültünün rahibesi olmasının rahatlığıyla özgürce dile getirebilmiş Sappho.
Evliliğe adım atacak genç kızlara sevgi, zarafet, şıklık, dans, şarkı ve şiir eğitimi veren okulunda, lir eşliğinde söylediği şiirlerle evliliğe hazırlamış kızları. Anadolu'da Batı Ege kıyılarının kuzeyinde Gediz Nehri ile Bakırçay arasında kalan ve Midilli (Lesbos) Adasını da içine alan Aiol birliği içinde kalan kentinde, argo kelimelerin yaygın olarak kullanıldığı Aiolce ile söylemiş şiirlerini.
memelerimden süt geliyor olsaydı
ve bir bebek taşıyor olabilseydi karnım
çılgın gibi koşardım bu zifaf odasına
öyleyse gel biz methiyeler dizelim
taze memeleri menekşe kokan kıza.Döneminde ilham dolu şiirleriyle ardıllarını geride bırakan ve bir ekolün kurucusu ve temsilcisi olan Sappho'yu hemcinslerine karşı sapkın duygular beslemekle suçlamak ne derece doğrudur hala tartışması sürmekte. İçinde bulunduğu durum göz önüne alındığında, Afrodit rahibesi bir kadının evliliğe hazırladığı kızlara bilimsel teoriler üzerine eğitim vermesi beklenemeyeceğine göre, ona lezbiyenlik suçlaması yapmak haksızlık olarak geliyor bana da.
Platon bir konuşmasında Sappho'nun yeteneğinden söz ederken, mitolojide müzik, aşk şiirleri, tragedya, destan, tiyatro, komedi, dans gibi yaratıcı sanatların temsilcisi olarak görülen dokuz Müz için ve Sappho için şöyle der; ''İddia ediyorum ki Müzler dokuz tane değildir. Onuncusu Lesboslu şair Sappho'dur''
Sappho-Roma Dönemi (İstanbul Arkeoloji Müzesi)
Yaşadığı dönemi takip eden yıllarda sanatından övgüyle söz edilen, heykelleri dikilip sikkeler üzerine portresi işlenen, adına şenlikler düzenlenen bu deha kadının, ölümü üzerine anlatılan efsane oldukça tartışmalı. Onun kadınlara yağdırdığı övgülerin ve sanatında doruğa çıkmasınin erkeklerin egosuna vurulan bir darbe olduğu ve bunun intikamının; yaşamını, bir erkek uğruna kendisini öldürdüğü efsanesiyle sonlandırılarak, sanatında çağdaşlarını geride bırakan Sapho'dan erkeklerin aldığı bir intikam olduğu görüşünü savunanlar da mevcut.
Platon'un 10. Müz olarak nitelediği Sapho'nun aşkına karşılık alamadığı yakışıklı denizci Phaon'un, efsanelerde adı geçerken, Sappho şiirleriyle yaşamış ve tarihe mal olmuş bir karakter. Bir efsaneye göre:
Phaon yaşlı çirkin bir sandalcıdır. Günün birinde tanrıça Afrodit yaşlı bir kadın kılığında salına binerek ona ücret yerine ufak bir şişe verir. Phaon şişenin içindeki iksiri sürdükçe gençleşip güzelleşir ve çok yakışıklı bir delikanlı olur. Adadaki bütün kadınların aşık olduğu bu gence şair Sappho'da gönlünü verir. Phaon'dan karşılık görmeyince de kendini kayalıktan denize atarak öldürür.
Latin şair Ovidius Heroides adlı kitabında, Sappho'nun ağzından Phaon'a yazdığı mektubunda; Sappho'nun lirik vezinde şiir yazdığına değinerek, ölüme hazırlanırken lir çalmakta Apollon'a denk ustalığını şu dizelerle dile getirir:
Değerini bilen şair Sappho sana sundu lirini
o lir bir bana, o lir bir sana yakışır.
Sappho hakkındaki iddialar nedeniyle, Papa Gregory 1073 yılında Sappho'ya ait olduğu bilinen çalışmaları yaktırır. Günümüze Sappho'ya ait olduğu kesin olan, Afrodit'e yazılmış bir ilahisi kalır. Sapho'ya ait olduğu düşünülen 182 şiirin neredeyse tamamı dönemine yakın tarihçiler, edebiyatçılar ve şairler aracılığıyla günümüze ulaşmış.
Yazıyı noktalarken kendisine ait olduğu kesin olan ve günümüze tamamı ulaşabilen Afrodit'e hitaben yazılmış ilahisiyle, tarihte iz bırakmış kadınlar arasında yer alan Sappho'yu anmış olalım.
Ey tahtı ışıl ışıl Afrodit
Ulu Zeus'un düzenci kızı
yalvarırım yüreğimi acılarla dağlama
Yardıma gel gene, hani eskiden
sesimi duyunca nasıl, çıkıp babanın sarayından kanat çırpan kuşların
çektiği yıldızlı arabana biner;
yeryüzüne inerdin bulutsuz mavilikten
ölümsüz dudağında o aydınlık gülüşle sorardın,
''Gene nen var?'' derdin, ''nedir gene deli gönlünü çelen?''
''Tılsımımla kimi baştan çıkarıp yollamam gerekiyor koynuna?''
Bu eser Creative Commons Alıntı 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır. Bu yazının tüm hakları yazara aittir. Kaynak göstermeden kopyalanamaz ve alıntı yapılamaz.
Bir ara onun şiirlerini deftere yazmıştım. İnsan binlerce asırdan sonra bile şiirlerini hayranlıkla okuyor. Müthiş bir duygu ve onanma var.
YanıtlaSilBu şiirleri bir de çaldığı lir eşliğinde okurken dinlediğimizi düşünsene bahçe perim. Güzelliği özgürlük ve doğallığına bağlı sanırım. Sanatın en büyük düşmanı sınırlamalar olsa gerek.
YanıtlaSil