Yine başladı yolculuk...
Bir yanım
kumlarla bir kucaklaşıp,
bir ayrılan deniz;...
bir yanım
hem adımlarıma
hem dalgalara
karşı koyan kumsal.
Kendimle yürüyorum;
denizin kumlar üzerinde
bıraktığı izde...
Görünüşe bakarsan
yalnızım;
oysa düşüncelerimde
iğne atsan
yere düşmeyecek
bir kalabalık.
Bir yanım
kumlarla bir kucaklaşıp,
bir ayrılan deniz;...
bir yanım
hem adımlarıma
hem dalgalara
karşı koyan kumsal.
Kendimle yürüyorum;
denizin kumlar üzerinde
bıraktığı izde...
Görünüşe bakarsan
yalnızım;
oysa düşüncelerimde
iğne atsan
yere düşmeyecek
bir kalabalık.
Gözlerim yerde...
Bakışlarımın arayışı,
hayalimdeki
en güzel deniz kabuğunu
bulabilmekte...
Bir tarafım
boşuna diyor bu arayış;
çünkü deniz de
kendi izini sürmekte.
Belki onun da derdi;
ne verdiyse
geri alıp götürebilmekte...
Ne ben izlerden
uzaklaşmaktan yanayım;
ne deniz
izler üzerinde
gidip gelmeyi bırakmaktan.
Benim elim boş,
kafam dolu;
onun hem gelişi,
hem gidişi dolu...
Her defasında
bir parça bırakıp,
bir parça
toplayıp götürüyor
izinin üstünde...
Belki de en güzel kabuğu
en derininde saklıyor;
istediğimi ne onun
derininden bulup
çıkarabilmek mümkün;
ne kendi derinlerimdeki
düşünceleri
atıp kurtulabilmek.
Hızını alamayan bir dalga
sertçe vurunca kuma,
darbenin şiddetiyle
düşünceler düşüp suya;
başlıyor dalgayla
boğuşmaya.
Çekilirken deniz geri;
enginlerine alıp
vermediği niceleri gibi,
atıp içine götürüyor
kurtulası düşünceleri...
Artarak gideceğimi
düşünürken
deniz kabuklarıyla eve;
eksilen düşüncelerle
dönüyorum geriye.
Ne kutsal şeysin sen
diyorum denize;
alsan da
mutlu ediyorsun,
versen de...
Kim demiş kazanç
artmakla olur diye?
Aldıklarına o kadar da
sevinme!
Sen belki
kazançlısın arttın diye,
ben eksilince de
kazançlı çıkılacağını
anladım sayende..
N.DENİZ
Bakışlarımın arayışı,
hayalimdeki
en güzel deniz kabuğunu
bulabilmekte...
Bir tarafım
boşuna diyor bu arayış;
çünkü deniz de
kendi izini sürmekte.
Belki onun da derdi;
ne verdiyse
geri alıp götürebilmekte...
Ne ben izlerden
uzaklaşmaktan yanayım;
ne deniz
izler üzerinde
gidip gelmeyi bırakmaktan.
Benim elim boş,
kafam dolu;
onun hem gelişi,
hem gidişi dolu...
Her defasında
bir parça bırakıp,
bir parça
toplayıp götürüyor
izinin üstünde...
Belki de en güzel kabuğu
en derininde saklıyor;
istediğimi ne onun
derininden bulup
çıkarabilmek mümkün;
ne kendi derinlerimdeki
düşünceleri
atıp kurtulabilmek.
Hızını alamayan bir dalga
sertçe vurunca kuma,
darbenin şiddetiyle
düşünceler düşüp suya;
başlıyor dalgayla
boğuşmaya.
Çekilirken deniz geri;
enginlerine alıp
vermediği niceleri gibi,
atıp içine götürüyor
kurtulası düşünceleri...
Artarak gideceğimi
düşünürken
deniz kabuklarıyla eve;
eksilen düşüncelerle
dönüyorum geriye.
Ne kutsal şeysin sen
diyorum denize;
alsan da
mutlu ediyorsun,
versen de...
Kim demiş kazanç
artmakla olur diye?
Aldıklarına o kadar da
sevinme!
Sen belki
kazançlısın arttın diye,
ben eksilince de
kazançlı çıkılacağını
anladım sayende..
N.DENİZ