bir kader hikayesi...odysseus ve nausikaa

Kader inancı her ne kadar günümüzde dini inancın bir parçası gibi görünse de, çağlar boyu insanlar arasında hep var olagelmiş. İnsanoğlu olayları bir tesadüfe bağlamak yerine, tanrıların işe karıştığı, sebep olduğu bir düşünce sistemi üzerine oturtarak, yorumlama çabasına girişmiş.

Kimi zaman dini inanışın, kimi zaman mitolojinin, kimi zaman da Hintlilerde olduğu gibi felsefenin bir parçası olmuş kaderOdysseus ve Nausikaa'nın mitolojisi, hem kadere tanrıların müdahalesinin hem de Hint felsefesinin dört altın kuralının hikayeleşmiş hali gibidir adeta.

neden blog yazmaya başladım?

Bu sabah ''neden blog yazmaya başladım'''ın cevabını arayan bir soruyla bloger arkadaşlardan  Berkay tarafından mimlendiğimi fark edince ilk ve son mim yazımı yazmaya karar verdim.

Yaşadığımız ülkede aldığımız eğitim sonucu bizlere meslek öğretilmez esasında. Elimize tutuşturulan ''bu mesleği yapabilir'' belgesidir diplomalar. Tamam yapabilir de peki işi biliyor mudur belgeyi alan? Elbette hayır...Pek çoğumuz bilir ki hala usta-çırak yöntemiyle öğrenilir işler.

dün asaletin bugün sefaletin sembolü...çiftçilik

Antik çağda zenginliğin temeli; ana gıda kaynağını sağlayan tahıl ve diğer tarımsal ürünlerin, zeytin ve şarap üretiminin yapıldığı, aynı zamanda sığır, koyun ve atların otlatıldığı toprak zenginliğidir.

Yükünü tutmuş ve bir beyefendi gibi yaşamak isteyen zengin tüccar bir yurttaşın, toprak satın almak için önce ticaret işini bırakması gerekir.

Antik çağ yazarlarından Ksenophon (M.Ö 430-355) Economicus adlı eserinde, çiftçiliğin tüm uğraşlar içinde en soylusu, hayatını kazanmanın en hoş ve makbul yolu olduğunu söyler. Bedeni güçlendirir ve cesaret aşılar. İşiyle tutkuyla ilgilenmeye hazır, akıllı bir insan için daha karlı bir şey yoktur ve her şeyden önce öğrenmesi kolaydır. Gerçek bir beyefendinin boş zamanını faydalı bir şekilde değerlendirmesi için pek çok fırsat sunar.

sikkeyle satılsan değerin kaç drahmi?

Sikke;Yunanca ''nomizma'', latince ''nummus'' olarak adlandırılır ve klasik çağda ''kanun'' anlamında kullanılan  nomos sözcüğünden türetilmiş. Sikkelerle uğraşan bilim dalına nümismatik, bu işle uğraşan kişilere de nümismat denmekte.

Sikke bilimi olarak adlandırılan nümismatik, sikkenin basılmaya başladığı tarihten, günümüzde kullanılan bozuk paralara kadar uzun bir süreci kapsar. Başlangıçtan Bizans İmparatorluğunun sonuna kadar olan sürede basılan sikkeler Antik Nümismatik adı altında incelenir.

Sikkenin icadından önce de para farklı biçimlerde ''hayvan para'' .''alet para'' gibi kullanıldığı için her para sikke değildir, ama her sikke paradır. Her sikke, basıldığı kentin tarihsel, dinsel, askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel olaylarını anlatan, kentlerin kimliği görevini gören tarihi birer belgedir.

kendini arayan adam...heraklitos

Büyük Heraklit bilge adam, unvanı ''Karanlık'', öğretileri aydınlığa açılan kapıyı aralayan, bu toprakların yetiştirdiği ölümsüz filozof; bugün önünde bir kez daha saygıyla eğiliyorum!

Heraklit (Herakleitos) yaklaşık olarak M.Ö 640-580 yılları arasında yaşamış Efesli (Ephessos) bir filozof. Kaynaklar Heraklit'in Efesli kral ve rahipler çıkaran aileye mensup bir soylu olduğunu; babası Blyson'dan kendisine kalan, daha sonra çekilerek yerini kardeşine bıraktığı rahipliğin ona ayrıcalıklar sağladığını söylerler.

unutuşun nehri lethe

Mitoloji  kurgulanmış hikayeler, olağanüstü olaylar ve kişilerin ifadesi değil sadece. İnsanların; düşünebildiğinin, sorguladığının hayallerinin, düşlerinin dışa vurumu bazen de. Felsefeyi bilmezden evvel mitolojiyle düşünmüş insanlar. Bazı şeylere yüklediği anlamların derinliği hala etkileyici bir yolculuğa iter bizleri. Tıpkı Lethe gibi..

Lethe unutmak anlamına gelen, bir nehirle vücut bulan bir tanrıçanın adı. Nehir de unutuş nehri oluyor doğal olarak. Kavga tanrıçası Eris'in kızı, Gece'nin torunu olduğunu söyler Lethe'nin Hesiodos.

Ölüler ülkesinde akan bir ırmaktır Lethe..Her ırmak gibidir akışı belki de ama, kerameti ne ele gelen, ne de kaba giren suyundadır. Kim bu ırmağı  mitolojinin zengin içeriğine katmıştır  bilinmez ama, Lethe'ye yüklediği anlam; insanın derinlerine inip hayatını sorgulayışının eseridir.