Sikke;Yunanca ''nomizma'', latince ''nummus'' olarak adlandırılır ve klasik çağda ''kanun'' anlamında kullanılan nomos sözcüğünden türetilmiş. Sikkelerle uğraşan bilim dalına nümismatik, bu işle uğraşan kişilere de nümismat denmekte.
Sikke bilimi olarak adlandırılan nümismatik, sikkenin basılmaya başladığı tarihten, günümüzde kullanılan bozuk paralara kadar uzun bir süreci kapsar. Başlangıçtan Bizans İmparatorluğunun sonuna kadar olan sürede basılan sikkeler Antik Nümismatik adı altında incelenir.
Sikkenin icadından önce de para farklı biçimlerde ''hayvan para'' .''alet para'' gibi kullanıldığı için her para sikke değildir, ama her sikke paradır. Her sikke, basıldığı kentin tarihsel, dinsel, askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel olaylarını anlatan, kentlerin kimliği görevini gören tarihi birer belgedir.
Antik çağda , banka anlayışının farklılığı ve kısıtlılığı nedeniyle zenginler ve bir miktar parası bulunanlar kendi evlerinde veya uygun bir yere gömerek sakladıkları sikkelere,deprem, yangın, zorunlu göç ve ölüm gibi nedenlerle tekrar ulaşamadıkları için günümüze çok fazla sayıda define kalmış. Aynı nedenlerden dolayı kamu hazineleri ve krallığın ya da garnizonun kasaları da günümüze ulaşmış ve nümismatların oldukça fazla veriye ulaşmasına imkan sağlamış.
Define arapça ''defn'' (toprağın içine gömmek) sözcüğünden gelir ve paranın veya mücevher gibi değerli eşyaların sonradan alınmak üzere saklanması anlamını taşır. Definenin çok değerli olması gerekmez, bilinçli olarak herhangi bir şeyin içine gizlenmiş tek bir sikke bile definedir. Her define hazine değildir. Eğer definenin içinde çok sayıda mücevher ve sikke varsa o zaman hazine adını da alabilir.
Sikkelerin ön ve arka yüzlerinde yer alan resim veya figürlere nümismatik terminolojisinde Tip , yazılara ise Latincede okumak anlamına gelen ''legere'' den türetilmiş olan lejand denir. Lejandlarda genelde sikkeyi basan halkın veya kralın , sikkeyi basımından sorumlu memurun, sikke kalıpçısının adı, sikke tipi, tarih ve birimiyle ilgili açıklamalar görülür.
Tiplerde ise: bazen sikkeyi basan kentin kutsal kabul ettiği tanrının resmi veya bu tanrıya ait atribüsü (tanrı veya tanrıçanın sembolü olan hayvan, bitki veya nesne) kullanılırken, bazıları kentin tarihinde yer alan önemli bir kişi ya da mitolojik kahramanı, bazı kentler de yöresel zenginliklerini gösteren bitkileri, bir kısmı da kentin adını çağrıştıran nesneyi tip olarak kullanmış.
Antik çağ sikkelerinin bazılarında; basıldığı kentin dışında başka bir kentte kullanılmaya başlandığında geçerliliğini sağlamak, eskiyen veya tedavülden kalkan sikkeyi yeniden geçerli kılmak, değerinde yapılan bir değişiklik varsa bu değişikliği belirtmek amacıyla sonradan vurulan damgalar vardır.Bir sayı, bir harf, bir tanrı veya hayvan başı şeklinde olabilen bu küçük damgalara kontramak denir.
Değerli metallerden basılan sikkelerin değerinin kontrol edildiğini gösteren yine aynı resimlerin daha küçüğü durumunda olan kontrol damgalarına ise punchmark denmekte.
Kullanılmakta olan bir sikkeye herhangi bir zamanda metalin üzeri kazınarak ya da çizilerek bir yazı yazılmışsa buna graffito denir. Üzerinde bir tanrı adı yazılmışsa sikkenin bir tapınağa armağan edildiği, insan adı yazılmışsa da ismi yazan kişiye ait olduğunu belirtmek için yazıldığı düşünülmekte.
Başlangıçta elektrondan basılan sikkeleri altın ve gümüş ardından 5. yy'lın 2. yarısından itibaren bronz sikkeler izler. Sikke basımında kullanılacak değerli madenlere sahip olmayan kentler bu madenleri diğer kentlerden ithal ederek sikke basımını gerçekleştirirler.
Stater olarak adlandırılan standart bir sikkede çok çeşitli ve farklı ağırlık birimleri kullanılsa da, en fazla görülenler Obol (0.72 gr) ve Drahmi'dir (4.3 gram = 6 obol).
Peki antik çağda insanlar hangi ihtiyaçlarına ne kadar para ödüyorlardı acaba? Farklı kaynaklarda sözü geçen bir kaç örnekle bir bakalım:
Obol gümüş sikke birimidir fakat çok nadir de olsa altın ve bronzdan da basılmış. Bu sebeple verilen örneklerdeki sikkenin ham maddesini gümüş olarak kabul etmek doğru olur.
M.Ö. 6. yy'da 1 koyun 1 drahmi, 5. yy başlarında 12-17 drahmi arasında, 5.yy sonlarında ise 30 drahmi oluyor. Görüldüğü gibi enflasyon bize eski çağlardan kalmış bir miras; sorumluları biz olmadığımız gibi, çözümleyebileni de olamamışız.
M.Ö 5 ve 4. yy'larda bazı şeylerin değerleri şöyle; tapınakta çalışan mimar ve taş ustasının günlüğü 1 drahmi, gemicinin 3 obol, meclis üyesinin ise günlüğü 5 obol. Bu meslek gruplarının kazançlarını dönemimizle kıyaslarsak 1 drahmi 6 obol ettiğine göre; antik çağda bir taş ustasının yevmiyesinin meclis üyesinden 1 obol fazla olduğu görülür. Günümüzde aldıkları yevmiyelerle bizi soyup soğana çeviren meclis üyelerimizi düşünürsek, emeğin eski çağda çok daha fazla karşılık bulduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.
Kölelerin fiyatı ise; erkek 179 drahmi, kadın 178 drahmi, çocuk olursa 72 drahmi. İyi bir kıyafet 20 drahmi, bir çift ayakkabı 8 drahmi. Bu durumda özgürlüğün bedelinin ne kadar düşük olduğu da ortada. 9 çift ayakkabı parasına bir çocuk köle, 9 tane kıyafet parasına ise bir yetişkin köle alınabileceğini düşünmek insanın tüylerini ürpertiyor.
Bir koltuk 2 drahmi 1 obol, iskemle 1 drahmi, 1 kadeh şarap, bir küçük şişe yağ, kurutulmuş 1 adet balık 1 obole alınabilirken, 1 amphora 3 obol ediyor.
Gelelim en kıymetli şeye; Prof. Ian Carradice-Dr M.Price'in Hellen Dünyasında Sikke adlı eserlerinde belirttiklerine göre, M.Ö. 4.yy'da güzel bir fahişenin fiyatı 3 bin drahmi ediyor. ''Yok artık'' dediğinizi duyar gibiyim:) ''Ağırlığınca altın etmek'' deyimi bu sebeple hayat buldu demek ki.
Bu durumda, kabaca; 3 bin drahminin 12.9 kilo gümüş ettiğini düşünürsek; günümüzde kaç paraya tekabül ettiğini hesaplamayı para işlerine bakan kişilere bırakıyorum.:)
Bu eser Creative Commons Alıntı 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Sikke bilimi olarak adlandırılan nümismatik, sikkenin basılmaya başladığı tarihten, günümüzde kullanılan bozuk paralara kadar uzun bir süreci kapsar. Başlangıçtan Bizans İmparatorluğunun sonuna kadar olan sürede basılan sikkeler Antik Nümismatik adı altında incelenir.
Sikkenin icadından önce de para farklı biçimlerde ''hayvan para'' .''alet para'' gibi kullanıldığı için her para sikke değildir, ama her sikke paradır. Her sikke, basıldığı kentin tarihsel, dinsel, askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel olaylarını anlatan, kentlerin kimliği görevini gören tarihi birer belgedir.
Antik çağda , banka anlayışının farklılığı ve kısıtlılığı nedeniyle zenginler ve bir miktar parası bulunanlar kendi evlerinde veya uygun bir yere gömerek sakladıkları sikkelere,deprem, yangın, zorunlu göç ve ölüm gibi nedenlerle tekrar ulaşamadıkları için günümüze çok fazla sayıda define kalmış. Aynı nedenlerden dolayı kamu hazineleri ve krallığın ya da garnizonun kasaları da günümüze ulaşmış ve nümismatların oldukça fazla veriye ulaşmasına imkan sağlamış.
Define arapça ''defn'' (toprağın içine gömmek) sözcüğünden gelir ve paranın veya mücevher gibi değerli eşyaların sonradan alınmak üzere saklanması anlamını taşır. Definenin çok değerli olması gerekmez, bilinçli olarak herhangi bir şeyin içine gizlenmiş tek bir sikke bile definedir. Her define hazine değildir. Eğer definenin içinde çok sayıda mücevher ve sikke varsa o zaman hazine adını da alabilir.
Sikkelerin ön ve arka yüzlerinde yer alan resim veya figürlere nümismatik terminolojisinde Tip , yazılara ise Latincede okumak anlamına gelen ''legere'' den türetilmiş olan lejand denir. Lejandlarda genelde sikkeyi basan halkın veya kralın , sikkeyi basımından sorumlu memurun, sikke kalıpçısının adı, sikke tipi, tarih ve birimiyle ilgili açıklamalar görülür.
Tiplerde ise: bazen sikkeyi basan kentin kutsal kabul ettiği tanrının resmi veya bu tanrıya ait atribüsü (tanrı veya tanrıçanın sembolü olan hayvan, bitki veya nesne) kullanılırken, bazıları kentin tarihinde yer alan önemli bir kişi ya da mitolojik kahramanı, bazı kentler de yöresel zenginliklerini gösteren bitkileri, bir kısmı da kentin adını çağrıştıran nesneyi tip olarak kullanmış.
Antik çağ sikkelerinin bazılarında; basıldığı kentin dışında başka bir kentte kullanılmaya başlandığında geçerliliğini sağlamak, eskiyen veya tedavülden kalkan sikkeyi yeniden geçerli kılmak, değerinde yapılan bir değişiklik varsa bu değişikliği belirtmek amacıyla sonradan vurulan damgalar vardır.Bir sayı, bir harf, bir tanrı veya hayvan başı şeklinde olabilen bu küçük damgalara kontramak denir.
Değerli metallerden basılan sikkelerin değerinin kontrol edildiğini gösteren yine aynı resimlerin daha küçüğü durumunda olan kontrol damgalarına ise punchmark denmekte.
Kullanılmakta olan bir sikkeye herhangi bir zamanda metalin üzeri kazınarak ya da çizilerek bir yazı yazılmışsa buna graffito denir. Üzerinde bir tanrı adı yazılmışsa sikkenin bir tapınağa armağan edildiği, insan adı yazılmışsa da ismi yazan kişiye ait olduğunu belirtmek için yazıldığı düşünülmekte.
Başlangıçta elektrondan basılan sikkeleri altın ve gümüş ardından 5. yy'lın 2. yarısından itibaren bronz sikkeler izler. Sikke basımında kullanılacak değerli madenlere sahip olmayan kentler bu madenleri diğer kentlerden ithal ederek sikke basımını gerçekleştirirler.
Stater olarak adlandırılan standart bir sikkede çok çeşitli ve farklı ağırlık birimleri kullanılsa da, en fazla görülenler Obol (0.72 gr) ve Drahmi'dir (4.3 gram = 6 obol).
Peki antik çağda insanlar hangi ihtiyaçlarına ne kadar para ödüyorlardı acaba? Farklı kaynaklarda sözü geçen bir kaç örnekle bir bakalım:
Obol gümüş sikke birimidir fakat çok nadir de olsa altın ve bronzdan da basılmış. Bu sebeple verilen örneklerdeki sikkenin ham maddesini gümüş olarak kabul etmek doğru olur.
M.Ö. 6. yy'da 1 koyun 1 drahmi, 5. yy başlarında 12-17 drahmi arasında, 5.yy sonlarında ise 30 drahmi oluyor. Görüldüğü gibi enflasyon bize eski çağlardan kalmış bir miras; sorumluları biz olmadığımız gibi, çözümleyebileni de olamamışız.
M.Ö 5 ve 4. yy'larda bazı şeylerin değerleri şöyle; tapınakta çalışan mimar ve taş ustasının günlüğü 1 drahmi, gemicinin 3 obol, meclis üyesinin ise günlüğü 5 obol. Bu meslek gruplarının kazançlarını dönemimizle kıyaslarsak 1 drahmi 6 obol ettiğine göre; antik çağda bir taş ustasının yevmiyesinin meclis üyesinden 1 obol fazla olduğu görülür. Günümüzde aldıkları yevmiyelerle bizi soyup soğana çeviren meclis üyelerimizi düşünürsek, emeğin eski çağda çok daha fazla karşılık bulduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım.
Kölelerin fiyatı ise; erkek 179 drahmi, kadın 178 drahmi, çocuk olursa 72 drahmi. İyi bir kıyafet 20 drahmi, bir çift ayakkabı 8 drahmi. Bu durumda özgürlüğün bedelinin ne kadar düşük olduğu da ortada. 9 çift ayakkabı parasına bir çocuk köle, 9 tane kıyafet parasına ise bir yetişkin köle alınabileceğini düşünmek insanın tüylerini ürpertiyor.
Bir koltuk 2 drahmi 1 obol, iskemle 1 drahmi, 1 kadeh şarap, bir küçük şişe yağ, kurutulmuş 1 adet balık 1 obole alınabilirken, 1 amphora 3 obol ediyor.
Gelelim en kıymetli şeye; Prof. Ian Carradice-Dr M.Price'in Hellen Dünyasında Sikke adlı eserlerinde belirttiklerine göre, M.Ö. 4.yy'da güzel bir fahişenin fiyatı 3 bin drahmi ediyor. ''Yok artık'' dediğinizi duyar gibiyim:) ''Ağırlığınca altın etmek'' deyimi bu sebeple hayat buldu demek ki.
Bu durumda, kabaca; 3 bin drahminin 12.9 kilo gümüş ettiğini düşünürsek; günümüzde kaç paraya tekabül ettiğini hesaplamayı para işlerine bakan kişilere bırakıyorum.:)
Bu eser Creative Commons Alıntı 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Of of of. Teşekkür ederim. Gerçi, ilginç örnekler bekliyordum. Enflasyon sorunu bize o günlerden kalmış olsa da. Sevgilerimle.
YanıtlaSilbahce perim, nasıl bir örnek seni mutlu ederdi? :))
Sil