yazgıdan kim kaçabilir ?

Troya savaşı sona erip, istilacılar ülkelerine dönüş yoluna geçince; Kahin Kalkhas onlara katılmadı. Çünkü o biliyordu ki; ordu tanrıça Athena'nın gazabına uğrayacak ve dönüş yolculuğu çok uzun yıllar sürecek.

Bunun sebebi ise şu olaydır;  Akhilleus Paris tarafından öldürülünce, Akhilleus'a tanrıça annesi Thetis tarafından, tanrı Hepheistos'a yaptırılan silahları, kimin alacağı tartışması yaşanır. Savaşta tanrılara denk bir kahramanlık sergileyen Akhilleus'un amcası Telemon'un oğlu Aias ve Odysseus silahlara talip olurlar. Geleneğe göre; kahramanlıkta herkesi geride bırakan, silahları hak eder. Ordudaki herkes silahları Aias'ın hakkettiğini düşünmektedir fakat Agamemnon ve Menelaos Odysseus'tan taraf olunca; silahları Odysseus alır. Aias, silahlar Odysseus'a verilince bunu onuruna yediremez ve kendi kılıcı üzerine atlayarak intihar eder.

troya savaşının yönetmeni...kalkhas

Kalkhas..Öyle bir adam düşünün ki yazgıyı değiştiren, iki kıtanın savaşında savaşın seyrini ve sonunu belirleyen. Antik Çağın dört büyük savaşından biri olan Troya Savaşı (İlios) tanrılar tarafından yazılan, Kalkhas tarafından yönetilen; başrolü  Priamos ve Agamemnon adında iki kral ile  Akhilleus (Aşil), Paris, Hektor ve Helena tarafından oynanan, yaklaşık on yıl süren çok uzun metrajlı bir filmdir aslında.

Kahin Kalkhas'ın buradaki rolü hep göz ardı edilir de; herkes baş rol oyuncularına yönelir genelde. Hala öyle değil midir zaten günümüzde de? Herkesin gördüğü tanıdığı adına ister başkan densin ister yönetici; tarihi değiştirecek güçte ve ünde görünürler gözümüze. Ama hep biliriz ki yönetmenin kendisine verdiği rolü oynayan birer aktördür bunlar aslında... Asıl oyunun seyrini ve kaderini değiştiren bir yönetmenin varlığını hep hissederiz ama ya telaffuz edilmez ya perdenin arkasında durduğu için kimliği bilinmez.

babilde evlilik müzayedesi

Tarihin Babası Herodot'un  Halikarnas'ta (Bodrum) M.Ö 490 yıllarında doğduğu,468-467 yıllarında tanınmaya başladığı ve 425 yıllarında öldüğü kabul edilir. Kitabında aktardıkları V.yy ortalarında dünyanın farklı ülkelerine şöyle bir gezinti imkanı sunar bizlere. Gezdiği yerlerdeki gözlemlerini ve duyup dinlediklerini kendi yorumlarıyla, şiirsel ve akıcı bir dille anlatırken tarihe keyifli bir yolculuk yaptırır.

Anlatımındaki felsefi yaklaşım ve şiirsellik bazen onu konudan uzaklaştırır. Bazı tarihçiler anlattığı olayların bir kısmına şüpheyle yaklaşır ama bu şüphe, onun tarihçi kimliğine arada gölge düşürse de ''Tarihin Babası'' unvanını korumasına ve hala kitabının kaynak kitap olarak kullanılmasına engel olamamakta.

antik çağdan matematik problemleri

Her birimizin okul yılları, anne babamızın, Ömer'in, Ayşe'nin yaşını hesaplamakla geçti. Sadece bizler mi yılları, yaşları hesapladık ? Bir kaç matematik problemiyle, bakın Antik Çağda neleri nasıl hesaplıyorlarmış:))
matematik

köle filozof..epiktetos

Özgür bedenleri içinde taşıdıkları ruhlarını; güce, otoriteye, paraya veya zevke köle yapan pek çok insana inat, köle bedenindeki ruhu özgürleştirebilmiş bir filozof Epiktetos.

Anadolu'da, Frigya Krallığı sınırları içinde kalan Hierapolis (Pamukkale) kentinde M.S 55 yılında bir kölenin çocuğu olarak dünyaya gelen Epiktetos, gençliğinde bir Romalıya satılır ve Roma'ya götürülür. Özgürlüğüne sahip olmadığı gibi bir isme de sahip değildir. Yunancada ''satın alınmış adam'' anlamına gelen Epiktetos adıyla anılır.

Rivayete göre efendisi öyle gaddar bir adamdır ki; bir gün sırf eğlence olsun diye bacağını mengeneyle sıkmaya başlar. Epiktetos ''efendim kıracaksınız'' der ama efendi sıkmaya devam eder ve ayak kırılır. Bunun üzerine soğukkanlı bir tavırla ''ben size söylemiştim,kırdınız'' der. Bu olay üzerine köleliğinin üzerine bir de topallığı eklenir.

celsus..kitapsever erkeklerin kütüphanesi

Kim demiş erkeğin kalbine giden yol midesinden geçer diye? Bu sözü çürütecek bir kent  var tarihte. Antik Çağın ve on iki İyon kentinin en gözde kentlerinden biri olan ; Efes (Ephessos) ve bu kentin en gözde yapılandan biri olan Celsus Kütüphanesi

Bu Kütüphane  aslında ölen bir kişinin mezarı üzerine yaptırılmış bir Kahramanlık Anıtı'dır. (Heroon) Aslen Sardes'li olan Celsus, Roma İmparatorluğu tarafından Efes'e vali olarak atanır ve ölümünden sonra kütüphanenin olduğu alana gömülerek üzerine oğlu Aquila tarafından bir anıt mezar (Heroon ) inşa ettirilir.

miras bırakılan ülke..Bergama

Bir ülke kağıt üzerinde başka bir ülkeye miras olarak bırakılabilir mi? Sakın hemen hayır demeyin, zira tarihte bunun bir örneği var. Üstelik bu ülke, yaşadığımız coğrafyada, bu topraklar üzerinde kurulmuş ve 150 yıl varlığını devam ettirmiş.

Yapılan kazılarda ele geçen buluntulara göre Bergama (Pergamon) arkaik devirde küçük bir yerleşim yeridir. Adı ''kale'' veya korunaklı müstahkem yer'' anlamına gelmekte.Kentin akropolündeki yerleşimin izlerini gösteren buluntular M.Ö 7.ve 6.yy'a dayanmakta. Hakimiyeti altında kaldığı; Frigya Krallığı, Lidya Krallığı ardından Pers İmparatorluğu, İskender'le beraber Makedonya Krallığı derken, M.Ö 282 yılında, merkezi Bergama kenti olan bağımsız bir ülke olarak tarih sahnesine çıkar.

üç güzeller yarışması

Mitolojide, Kazdağları'nın (İda) Ayazma pınarının olduğu alanda geçtiğine inanılan Üç Güzeller Yarışması, tarihin ilk güzellik yarışması olmasının yanında, antik çağda, şairlerin şiirlerine, seramik sanatçılarının ve heykeltıraşların eserlerine en fazla konu olan Truva Savaşı'nın tohumlarının da atıldığı yarışmadır.

Gaia (toprak) ve Pontos'un (deniz) birleşmesinden doğan Nereus, Deniz İhtiyarlarından biridir. Denizin oğlu Nereus ,Okeanus kızı Doris'le evlenince, Doris tam elli kız dünyaya getirir. Bu kızlara Nereus Kızları denir. Bu kızların her biri, denizin çeşitli hallerini, renklerini, köpüklü dalgalarını simgeler. Babaları Nereus'la beraber, Knidos (Tekir burnu) açıklarında, denizin dibinde , bir mağarada bulunan saraylarında yaşadıklarına inanılır. Nereus Kızları, günlerini iplik dokuyup nakış yaparak, şarkı söyleyerek geçirir, arada bir babalarıyla beraber yarı bellerine kadar denizin yüzeyine çıkıp, suda dans ederek koro halinde şarkı söylerler ve deniz canlılarıyla gezerlermiş.