Antik çağda özellikle koyun, keçi gibi küçük baş hayvanların aşık kemikleri oyun zarı ya da kehanet için kullanılmışlar. Latince ''talus'' olarak adlandırılan bu kemikler Romalılar tarafından gündelik yaşantıda zar oyunlarında kullanılmaya başlayınca yeni bir anlam kazanarak oyun zarı ''tali'' olarak adlandırılmışlar.
Historia Animalium (Hayvanlar Tarihi) adlı eserinde aşık kemiklerini bilimsel olarak açıklayan Aristotales kemiğin dört yüzünü sınıflandırmış. Oyunlarda aşık kemiğinin yine aynı adlarla kullanıldığı, sadece kemiğin dört yüzünün belli sayısal değerlere karşılık geldiği anlaşılmakta. Buna göre kemiğin ''planus'' olarak adlandırılan kavisli tarafı 1 rakamına, ''supinus'' olarak adlandırılan iç bükey tarafı 3 rakamına, ''pronus'' olarak adlandırılan dış bükey tarafı 4 rakamına, ''tortuosus' olarak adlandırılan sarmal ve yassı tarafı ise 6 rakamına karşılık gelmekte.