kyparissos... sevdiğine yas tutan selvi ağacı

Kim demiş en büyük sevgiler bir kadına veya erkeğe duyulur diye? Ya da aşk illa ki, iki farklı cins arasındaki şiddetli bağlılık ve sevgidir diye? Mitolojide öyle hikayeler var ki; bu aşırı sevginin cinsiyet veya canlı türü gözetmediğine...

Bunların en duygulularından birisidir, Kyparissos (Kuparissos) ve geyiğinin hikayesi. Duygusal bağlılık ve sevginin en güzel örneğini gösterir bize.  Auge ve Telephos'un oğlu olan Kyparissos'un, babası Telephos'un adının ''Geyik'' anlamına gelmesi ise; bir delikanlının geyikle dostluğu üzerine kurgulanan bu efsaneye daha bir anlam katar.


Ege Denizinde bir adada geçer efsane; Keos Adasında..


Kyparissos, boyu posu, atletik vücudu ve tanrısal bir güzelliğe sahip yüzüyle, tanrı Apollon'la yarışacak görüntüde bir delikanlıdır. Omuzunda yayı, sırtındaki oklarıyla, kırlarda geyiğiyle gezip avlanan delikanlının bu güzelliği, tanrı Apollon'un gözünden kaçmaz tabi.


                                                  Kyparissos (J.Vignali 1670)

Geyiğini hiç yanından ayırmaz delikanlı; onu en güzel otlaklara götürür, en berrak sulardan içirir, Boynuzlarını çiçekten çelenklerle, boynunu inci kolyelerle süsler, yumuşak tüylerini narince okşar, sevgiyle sarılır zarif geyiğine Kyparissos.

Tanrılar kıskançtır; hem de fazlasıyla...  İnsanlar var olan kusurlarını tanrılarına aktarırlarken, en yıkıcı olanını pas geçmemişler; kıskançlığı... Kimi zaman iki aşığın aşkını kıskanır tanrılar, kimi zaman bir yiğitin kahramanlığını... O sebepten değil midir ki zaten; insanların iki yakasının bir araya gelmekteki isteksizliği?

Yakışıklı gencin güzelliğine hayran, biraz da aşık olan tanrı Apollon; günden güne artan bir kıskançlıkla, uzaktan uzağa kırlarda delikanlının geyiğine olan sevgisini izler.

Kyparissos okları ve yayını omuzuna atıp, geyiğini yanına alıp; bol çimenli kırlara doğru açılır her zamanki gibi. Geyiği karnını iyice doyurup, güneşin sıcaklığından uzakta bir gölgede yatıp uyurken; avlanmak için yanından ayrılır delikanlı.

Uzaktaki avına doğru bir ok fırlatır Kyparissos. İşte tam o anda;
kendisini sevgiyle izleyen okçu tanrı...
Okların hedefini değiştiren, istediği hedefi tutturma gücüne sahip o tanrı...
Kıskanç tanrı...
Sevgiyi paylaşmaktan yana bencil tanrı Apollon; yapar yapacağını...

Okun hedeften saptığı, başka bir hedefi vurduğu yöne doğru koşmaya başlar Kyparissos. Fakat o da ne? Attığı okun vurduğu hedefi görünce yıkılır delikanlı.
Kalbine saplansaydı...
Keşke kendi kalbine saplansaydı hain ok...
Keşke kanlar içinde yatan sevgili geyiği değil kendisi olsaydı...
Acıyla haykırarak sarılır geyiğinin zarif boynuna...
Başını kaldırıp canını alması için yalvarır kıskanç tanrıya; yoksa sonsuza dek keder içinde yas tutacaktır sevdiği canlıya...

Delikanlının çektiği acıya dayanamayan Apollon; dileğini yerine getirir Kyparissos'un. Geyiğinin başında yavaş yavaş sertleşir bacakları; kalın bir kabuk tutar. Gövdesi koyu yeşil yaprakların sardığı dallarla uzar, uzar... Göklere doğru yükseldikçe başını hafifçe sevdiğine doğru eğer; hem sevdiğini görebilsin, hem de göz yaşları yükseklerden kaybettiği sevdiğinin üzerine akabilsin diye. Sevdiğinin yasını sonsuz olmasa da, sonsuza yakın tutabilmesi için, uzun ömürlü bir ağaca; selvi ağacına dönüştürür Kyparissos'u Apollon.

İşte o günden sonra kaybettiği sevdiğinin nöbetçisi yapar selvi ağacını insanlar. Sevdiklerinin mezarına zarar vermeden yanlara değil; olabildiğince derine doğru inen kökleri, boynunu hafifçe büküp sevdiğini seyredip gözeten, ince bedeniyle kah gölgesinde serinletip, kah rüzgarın ahengiyle hareketlenen dallarıyla yaslı ezgiler söyleyen, selvi ağaçlarıdır; insanların yasını onların yerine tutuveren.


Yazarın Notu:
Annemden, babamdan, ninemden, dedemden ve yaşadığım yerlerde çevremden ''Selvi Ağacı'' olarak duyup bildiğim, dahası çevremde bir tek kişiden Farsça Serv'den evrilmiş, söylemesi zor olan ''Servi'  kelimesini duymadığım, selvi boyunu hayranlıkla izlediğim ağacı; Türk Dil Kurumu ''Servi Ağacı'' olarak detaylandırmış. Reddediyorum... Burada ''Selvi Ağacı'' bilerek ve isteyerek kullanılmıştır ''Aaaa ağacın adı yanlış yazılmış'' diye aklından geçirebilecek olanlar için bu açıklamayı yazma ihtiyacı duyulmuştur...
servi 
isim, bitki bilimi Farsça serv
isim, bitki bilimi Servigillerden, Akdeniz bölgesinde çok yetişen, kışın yapraklarını dökmeyen, 25 metre boyunda, ince, uzun, piramit biçiminde, çok koyu yeşil yapraklı bir ağaç, andız, selvi, servi ağacı (Cupressus sempenvirens)
selvi 
isim, bitki bilimi
isim, bitki bilimi Servi


Creative Commons Lisansı

Bu eser Creative Commons Alıntı 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

2 yorum:

  1. Bazı şeyler yüzyıllar, dinler ve diller değişse de insanoğlu "bilinçaltında" aynı duyguyla hissedecek..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İnanç ve alışkanlıklar irdelendiğinde, bir ucu illaki geçmişten bir çıkış noktasına dokunuyor.

      Sil