tanrıların yargılandığı coğrafyada insanları yargılayamayan ülke


Tarihte yaşanmış kimi olaylar var ki, günümüzde şahit olduklarımızla kıyaslayınca, insana; ''acaba tarihin gerisinde mi yoksa ilerisinde miyiz?'' diye sorgulatıp, kafasını karıştırır. Bu olayların en şaşırtıcılarından biri Anadolu'nun batısında, kıyı Ege'de, İyon kentlerinin en güçlü ve ünlüsü Milet (Didim, Aydın) kentinde yaşanır.

Miletos, Büyük Menderes nehrinin kenarına kurulmuş, geçimini denizler üzerinden sağlayan, M.Ö 7. ve 6. yy'larda gücünün zirvesine ulaşan, Akdeniz, Ege ve Karadeniz sahillerinde doksandan fazla koloni şehri kuran bir liman kenti.

Büyük Menderes Afyon'un Dinar ilçesinde Suçıkan mevkiinden doğup, yaklaşık 550 km'lik bir yol katederek Ege Denizine dökülen, Batı Anadolunun en büyük nehri. Debisi yüksek olan nehir, geçtiği alanlarda verimli ovalara can verirken, bir taraftan da sürekli kıvrımlı yatağının etrafında yer alan kentlerin sınırlarının değişmesine neden olur. Sularına katıp götürdüğü alüvyonlarla, denize döküldüğü noktada denizi doldurarak, kentleri denizden uzaklaştırıp, artan coşkusuyla sık sık su baskınlarına sebep olup, arada bir ürünlere de zarar verir. ''Çalışan Nehir'' der Herodot bu sebeple Büyük Menderes'e.