Antik çağdan demografisi bozulmuş bir kent örneği.. phasalis

Phasalis (Kemer, Antalya) Homeros'un yedi renkli denizine övgüler yağdırdığı Likya'nın doğu sınırlarında  M.Ö 7. yüzyılda kurulmuş; Akdeniz'e doğru bir el gibi uzanan yarımadanın üç tarafında bir birinden korunaklı üç limanla döneminin önemli liman kentlerinden biri. 

Bugün güzelliği, denizi ve doğasıyla göz dolduran kentin döneminde kötü bir ticari üne sahip olduğu, aç gözlü, fırsatçı, düzenbaz, onursuz, dolandırıcı, alçak ve vicdansız insanların yaşadığı bir kent olarak anılıp kötü bir üne sahip olduğu kimin aklına gelir ki?

Kasalarını parayla doldurabilmek için 100 drahmi veren herkesi vatandaşlığa kabul eden Phasalisliler, etrafta ne kadar istenmeyen ve başka kentlerde barındırılmayan hırsız, uğursuz, kaçak ahlaksız insan varsa kentin vatandaşı olmalarının yolunu açmışlar. Bozulan demografik yapıyla birlikte başlayan ahlaki çöküşle, böyle bir ün salmaları kaçınılmaz olmuş haliyle.

Bir ülkenin ahlaki ve siyasi çöküşünü hızlandırmanın en etkili yollarından biri, kontrolsüzce demografik yapısını bozmak değil midir zaten?
Phasalis

Ünlü politikacı ve avukat Demosthenes (M.Ö 384-322) bir davasının savunmasına, Phasalis'liler hakkında şu sözlerle başlar;

''Ey jüri üyeleri, bu Phaselis’lilerin yeni bir marifeti değildir, onlar sürekli böyle yaparlar. Zira onlar emporionda  (Büyük market, ticaretin yapıldığı büyük pazar yerleri) borç para almada en kurnaz kişilerdir. Onlar borcu alır almaz ve denizcilik sözleşmesini imzalar imzalamaz sözleşmeyi, yasaları ve de aldıkları borcu geri ödemeyi unuturlar, eğer ödemişlerse sarhoş olmuşlardır, zira onlar borçlarını ödemek yerine kendi mallarından bir şeyi kaybetmiş gibi hileler, itirazlar ve bahaneler bulurlar, onlar insanların en dolanbazı ve onursuzudurlar.''

Yazar Anthenaios (M.S 2. yy) ise Phasalis'lilerin en sahtekar insanlar olduklarını söylerken bir de örnek verir. Büyük İskender döneminin ünlü müzisyenlerden biri olan müziği kadar mizahı ve hiciv yeteneğini de ortaya koyan olaylarla pek çok kentte karşımıza çıkan gezgin kitara sanatçısı Stratonikos'un (M.Ö 4.yy) başına gelen bir olayı anlatır.

Stratonikos Phasalis'de bir hamama gider. Çıkışta normal ücret ödeyen kölesi ile onların yabancı olduğunu fark eden ve yabancıların iki katı ücret vermesi gerektiğini söyleyen hamamcı arasında tartışma çıktığını görünce ''alçak herif az kalsın bir kuruş için beni Phaselis’li yapacaktın'' diyerek kölesine bağırır.

Antik çağdan demografisi bozulmuş bir kent örneği.. phasalis

Phasalis'in tek yüz akı Theodektes (M.Ö 4.yy) isimli düşünürü yetiştirmiş olması belki de. Antik kaynaklardan Phasalis'de doğduğu, eğitimini sürdürmek için Atina'ya gittiği, Platon, Aristoteles ve İsokrates'in öğrencisi olduğunu öğrendiğimiz Theodektes zekası, kuvvetli hafızası ve ürettiği bilmecelerle ünlenmiş. Phasalisliler 41 yaşında Atina'da ölen düşünürün anısına agoranın ortasına bir heykelini dikmişler.

 ''Bunların ikisi sevgili kız kardeşlerdir, biri diğerini doğurmuş olandır, doğuran bu aynısı da diğeri tarafından  doğurulmuş olandır''

''Doğası gereği (güneşin) doğduğu ve battığı zamanlarda çok büyük, en çok yükseldiği anda ise çok küçüktür. Nasıl bir şeydir ki bu, ne dünyanın sahip olduğu şeylerin ortasındadır, ne onu bir ebe dünyaya getirir, ne deniz; ne de ölümlüler gibi organları büyüyüp gelişir. İlk doğduğunda büyük, olgunluğunda küçük, yaşlılığında ise şekilde ve büyüklükte yeniden diğer bütün hallerinden daha büyüktür?'' 

Antik çağ kaynaklarına göre yukarıdaki gece ve gündüz ile gölge bilmeceleri gibi pek çok bilmeceyi üreten Theodektes; geçimini, yazdığı eserlerden ve gençleri eğiterek sofistlikten sağlamış ve mütevazı bir hayat sürmüş. Aynı zamanda Hitabet Sanatı ile Güzel/Rhetorik Sözler üzerine kitaplar yazan Theodektes'in bir söylev ustası olduğu da bilinmekte.

Aristoteles Rhetorica adlı eserinde geçen iki pasajda Theodektes’in Nomos’undan örnekler aktarır. Fakat burada adı geçen Nomos’un yazınsal bir eser mi, yoksa Atina’nın kamu yaşamını ilgilendiren bir davaya yönelik yasa teklifi mi olduğu net değildir. Her iki pasaj da antitez ve kıyaslama içerir. İlk pasaj, tümevarım yöntemine ilişkin verilen örnekler arasında yer alır: Theodektes’in Nomos’unda da buna başka bir örnek bulunmaktadır:

''Nasıl ki, başkalarının atlarına yeterince özen göstermeyenlere kendi atlarımızı; ya da başkalarının gemilerini batıranlara kendi gemilerimizi emanet etmiyorsak ve diğer bütün durumlarda da bu şekilde oluyorsa, başkalarının güvenliğini korumayanlara da kendi güvenliğimizi emanet etmememiz yerinde olur.''

 Diğer pasaj ise M.Ö. IV. yüzyılın başlarından itibaren Hellen kentleri için sorun olmuş paralı askerlerle ilgilidir: Theodektes Nomos’unda şöyle diyor: 

''Yararlılıklarından dolayı Strabaks ve Kharidemos gibi ücretli askerlere yurttaşlık hakkı veriyorsunuz da; bu ücretli askerler arasında onmaz yaralara sebep olanları sürgün etmeyecek misiniz?''

Antik çağdan demografisi bozulmuş bir kent örneği.. phasalis

Antik kaynaklarda yüksek ve rüzgarlı olarak anılan Phasalis dönemi içinde gülleri ve gülyağı parfümüyle ünlenmiş. Gül yağı parfümü kentin ticaretinde önemli yer tutmuş.

Phasalis coğrafi konumu nedeniyle doğu Akdeniz'in en büyük ve  en işlek liman kentlerinden biri olduğu için bu özelliğinden dolayı korsanlardan da çok çekmiş. Kimi zaman korsanların kontrolü altında kalmış. Korsanlarla beraber onların rağbet gösterdiği tanrı Mithra inancının kentte oldukça yaygın olduğu görülmekte.

Tarihçi Plutarkhos (M.S 46-120) kendi zamanına kadar süren gizli Mithra ritüellerinin ilk defa Kilikyalılar tarafından oluşturulduğunu belirtir. Akdeniz’de terör estiren, kutsal yerleri yağmalayan bu korsanlar, arkalarında yenilmez tanrı Mithra’nın gücü olduğuna inanmakta, kendilerini, yenilmez
tanrının müritleri olarak kabul etmekte, zaferin her zaman kendilerine ait olacağına inanmaktaydılar. Plutarkhos’a göre Mithra’ya tapınan bu korsanların Roma’ya yenilmesi ve aralarında Roma’ya getirilenlerin olması bu kültün Roma’ya gelmesini ve yaygınlaşmasını sağlamış.

Phaselis başlangıçta Likya Birliğine bağlı iken M.Ö 2. yüzyılda korsanların hakimiyetine girmesiyle İ.Ö. 100 civarında birlikten ayrılmasının ardından yaklaşık 60 yıl sonra tekrar birliğe dahil olmuş.

Lykia dışında Ephesos, Iasos ve Kaunos kentlerinden de Phaselis kentine ilişkin bilgi veren
birer yazıt ele geçmiş. Bunlar arasında en önemlisi Asya Eyaleti Gümrük Yasasını içeren Ephesos
yazıtı. Bu yazıtta M.Ö. 130 ve M.Ö. 74 yıllarındaki Asya Eyaleti gümrük düzenlemelerini içeren ve M.S. 62 yılında İmparator Nero’nun vergi reformu çalışmaları kapsamında gözden geçirilen Asya Eyaleti’nin Gümrük Yasası yazmakta. Yasada kıyı boyunca birçok gümrük istasyonunun adı geçmekte

Phaselis’in de arasında bulunduğu var sayılan söz konusu gümrük istasyonlarını veren listede M.Ö. 74 yılında Asya Portorium’u (gümrük) içinde yer alan liman istasyonları kaydedilmiş. Yazıtın bu kısmında denizaşırı mal sokan ya da çıkaranların, liman kentlerinde bu durumu gümrükçülere bildirmek zorunda oldukları bildirilmekte.

 Phaselis, Servilius Isauricus tarafından, korsan olayları sonrasında tahrip edildikten sonra Pamphylia’ya dahil edilmiş ve bu bölge ile birlikte Asia Eyaleti’ne bağlanmış.

Antik çağdan demografisi bozulmuş bir kent örneği.. phasalis

Kuzey Limanından başlayıp Güneyde Hadrian Kapısıyla son bulan kentin ana caddesi 125 metre uzunlukta ve yaklaşık 25 metre genişliğinde. Düzgün taşlarla kaplı olan caddenin altına kanalizasyon ve drenaj sistemi yapılmış. Caddenin iki tarafı üç basamaklı merdivenlerle çıkılan kaldırıma sahip ve kentin agora, tiyatro ve hamam gibi önemli yapıları caddenin iki tarafına konumlandırılmış. Güney Limanındaki kapı İmparator Hadrian adına yapılmış ve kapının arşitravı üzerindeki ithaf yazıtında Hadrian “tüm evrenin kurtarıcısı ve velinimeti” olarak adlandırılmış.

Günümüzde kente gelen ziyaretçileri ilk karşılayan su kemerleri Phasalis'in oldukça iyi ve kapsamlı  bir su iletim sistemine sahip olduğunun canlı kanıtları gibi uzanmaktalar.

Kent limanı ile batı yerleşim ve göl arasında uzanan yapı kalıntıları aquaeduct’un (Su kemeri) günümüze kadar iyi bir şekilde korunmuş kısmını oluşturmakta. Kuzey yerleşim ve Tetragonal Agora’nın batısındaki tepelik arasındaki çukur alanı yüksek kemerlerle geçen söz konusu su yapısı sayesinde suyun kentin içine kadar taşındığı belgelenmiş. Yaklaşık 400 metreden fazla uzunluğa sahip Phaselis su kemeri Roma suyolu şeklinde düzenlenmiş olup kabaca M.S. I-II. yüzyıllara tarihlendirilmekte.  

Kuzey Liman’da, hemen sahil kenarında, denizin içinde görülen kalıntılar, su kemerinin kuzey yönünde devam ettiğini belgelemekte. Kuzey yerleşimin güneydoğu etekleri boyunca görünen ve geç dönem eklentileri ile farklı yapılar için duvar ve hatta sur olarak dahi kullanılmış olan su yapısı; bu alanda hem denizin etkilerinden hem de taş-toprak kaymasından dolayı yer yer tahrip olmuş.

Kuzey Yerleşim’in tüm doğu-kuzeydoğu etekleri boyunca sürdürülen araştırmalarda, bu alanda suyun sadece bir künk sistemiyle değil, birkaç farklı istikamette devam eden ve künklerle oluşturulan su dağıtım sistemiyle su kemerine iletildiği tespit edilmiş. Bu durum su kemerine sadece Tahtalı Dağ’dan değil, aynı zamanda Kuzey Yerleşim’in kuzeydoğu ve güneydoğu eteklerindeki mağaralardan ve Alacasu istikametinde bulunan su rezervuarı gibi alanlardan da su temin edildiğini göstermekte.

Antik çağdan demografisi bozulmuş bir kent örneği.. phasalis

 Akropolis’in ve Kuzey Yerleşim’in yer aldığı kayalık plato üzerinde doğu-kuzeydoğu istikametinde ilerlenirse nispeten derin ve dik olarak plato kütlesi içene doğru yarılmış kısa bir vadinin uzandığı görülür. Burada plato dar sahil çıkıntısına doğru sert bir şekilde inerek; daha sonra kademeli şekilde alçalmakta. Su rezervuarı bu platonun yaklaşık 40 metre kadar aşağısında yer alır. Yapının ağzı 2.65 cm. çapında, derinliği ise 17.67 cm. derinliğinde. 1969-1970 yılı araştırmaları sırasında yapının derinliği 25.7 m. olarak ölçülmüş fakat günümüzde yapının altının çökme, sedimantasyon ve yukarıdan atılan çöplerle dolduğu tespit edilmiş.

Kentin su kaynaklarını tespit etmek üzere Tahtalı Dağı’na çıkan teleferik istasyonunun bulunduğu Akboyun’dan Sızgılı Kaya ve Tamtır Alanı’na doğru araştırma devam ettirilmiş. Yer yer 2 m. genişliğe varan ve istinat duvarlarıyla desteklenmiş antik güzergah Tamtır Alanı’na kadar takip edilmiş. Güzergahın kimi yerde üzerinden kimi yerde de hemen batısındaki kayaya oyulmuş, Phaselis’e su taşıyan hatta ilişkin veriler toplanmış

6-7. yüzyıllarda Arap akınlarıyla gücünü ve zenginliğini kaybeden Phasalis kentinin 11. yüzyıldan sonra özellikle Selçuklularla birlikte Antalya ve Alanya limanlarının daha çok önem kazanmasıyla varlığı son bulur.

Günümüzde ise Antalya çevresinde tatile gidenler için hem tarihi, hem doğal güzelliği ve deniziyle benzeri az bulunur bir seçenek.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder