sırlarla beslenen gizemli yaratık sfenks

Mısır'da androsphinks (erkek başlı), aslan gövdeli ve ayaklı olarak tasvir edilip ismi ''yaşayan heykel'' anlamına gelen Sfenks, Yunan mitolojisinde kadın başlı aslan gövdeli, kartal kanatları ve yılan şeklinde kuyruğu olan bir hayvandır. Mısır'da kutsal ve hayırlı bir yaratık olarak düşünülüp tapınakların iki tarafına koruyucu olarak yerleştirilirken; batıda şeytanımsı vahşi bir canavar olarak nitelendirilir.

Bilinen en eski Sfenks Mısır'da firavun Kefren'in başını taşıdığı düşünülen, aslan gövdesi şeklindeki bedeninde odalar ve bölmeler içeren Büyük Gize Sfenksidir. Hakkındaki sırrın hala çözülemediği Büyük Gize Sfenks'i gizemin kendisi iken, Yunan mitolojisindeki Sfenks gizemli bilmeceler soran insanların başına bela olan mitolojik bir canavardır.


sfenks
                                                    Yunan Mitolojisinde Sfenks

Mısır'ın erken krallık döneminde M.Ö 4000-2500 yılları arasında yapıldığı ve Mısır firavunu Kefren'in başını taşıdığı düşünülen Gize Sfenksi hakkında son yıllarda ortaya atılan düşünceler tarihin ve insanoğlunun geçmişini değiştirecek noktada.

Bilim adamlarının ve bazı araştırmacıların sfenks üzerindeki aşınmaların yağmur suları nedeniyle olduğunu düşünmesi sfenksin yapım tarihini büyük tufanın öncesine; yani 7000 yıl geriye atarak 10500 yıllarına kadar götürmekte. Tabi bu iddia pek çok sorunu ve soruyu da yanında getirmekte. Daha metallerle tanışıklığı olmayan doğada taşlarla oyalanan insanın böylesine büyük bir taşı nasıl ve ne amaçla şekillendirdiği sorusu da bunlardan birisi.

gize sfenksi
                                                      Büyük Gize Sfenksi

Gelelim esin kaynağının doğu olduğu metinlerde de vurgulanan Yunan Mitolojisinin sfenksine. Hesiodos Tanrıların Doğuşu adlı kitabında şöyle anlatır annesi Ekhidna ile babası Orthos'u ve Sfenks'in (Sphix)) doğumunu:

Kallirhoe yenilmez bir ejderha da yarattı
ne ölümlülere, ne de ölümsüzlere benzeyen.
Bir mağarada doğdu bu azgın yürekli Ekhidna.
Yarı bedeni bir genç kızdı onun,
güzel yanaklı ve gözleri fıldır fıldır,
yarı bedeniyse koskoca bir yılandı korkunç,
her yanı benek benek amansız bir yılan.

Her tarafa keskin bakışlar fırlatan Ekhidna
Typhon'la yattı.
Ardından da azgın çocuklara gebe kaldı.
önce Geryon'un öküz çobanı
Orthos doğdu.

''Daha sonra Ekhidna Orthos ile yattı ve
uğursuz Sphix'i (Sfenks) doğurdu.
Bu Sphix sonraları Kadmosların başına çok dert açtı.''

Antik Yunanistan'da Thebai kentinde yüksek kayalıkların tepesinde tüneyip kent halkına korku salan, korkunç yılan Ekhidna ve azgın köpek Orthos'un birleşmesinden doğan Sfenks Oidipus mitosunda yer alır.

Oidipus tanrıların yaşarken lanetine uğrayıp başından türlü belalar geçen, istemeden ve bilmeden suç ve günah işleyen, ölümünden sonra ise tanrılar tarafından kutsanan tanrıların oyuncağı olmuş trajik bir kahraman. Talihsizliği kadar büyük bir zekaya ve güce de sahip bir karakter.

Oidipus'un isteği dışında yaşadığı onca talihsizlik, istemeden ve bilmeden annesiyle yaptığı evlilik, sonraki yıllarda psikolojide ''Oidipus Kompleksi'' denen küçük çocukların annelerine duyduğu hayranlığı ifade eden psikolojik bir olguya; sanatta ise başta Sheakespeare olmak üzere pek çok sanatçıya ilham kaynağı olur.

Thebai kentinin başına bela olan korkunç canavar Sfenks, bir kayanın başına tünemiş gelip geçene bilmeceler sormakta ve bilemeyenleri parçalayıp yutmaktadır. Yolu bu kente düşen Oidipus'da bu bilmecelerden payına düşeni alır. Sfenks'in Oidipus'a ilk bilmecesi şudur:

''Kimi zaman dört, kimi zaman iki, kimi zaman üç ayak üzerinde yürüyen ve doğal yasalara karşıt olarak, en çok ayağı olduğu zaman en güçsüz olan yaratık hangisidir?

Oidipus bu soruyu ''İnsan'' diyerek cevaplar. Bebekken dört, yetişkinken iki, yaşlandığı zaman elinde bastonla üç ayak üzerinde yürüdüğünü ve dört ayak üzerinde yürüdüğü bebeklik çağının en güçsüz olduğu dönem olduğunu söyler.

Sfenks'in sorduğu ikinci soru ise;

''iki kız kardeştirler, biri ötekisini doğurur ve ikincisi birinciden doğmadır.''

Oidipus ikinci soruyu da ''gün ve gece'' diyerek doğru cevaplayınca, Sfenks kimi kaynaklara göre kendisini tünediği kayaların üzerinden atarak, kimine göre ise kendi kendisini parçalayıp yiyerek  intihar eder. Büyüklerimizden arada bir duyduğumuz ''başını yiyesice'' bedduası tam da Sfenks'in akıbetine denk düşmekte.

Bu aralar Thebai kentinden pek farklı değiliz. Sfenks döndü dolaştı bize musallat oldu son yıllarda. Tünedi tepeye; sorduğu bilmeceye aldığı cevaba göre kırıp geçiriyor ortalığı. Soruları çok mu zor derseniz; cevap biraz göreceli. Çünkü soruların akıl yoluyla bulunacak doğru bir cevabı yok. Sadece Sfenks'in kendine göre doğru bulduğu cevapları var. Hal böyle olunca mantıktan yoksun soruların cevabını arayan çok zeki, nitelikli, karakter sahibi, dürüst, veya çok okumuş üniversitelerde kariyer yapmış insanlar birer birer Sfenks tarafından yenilip yutuluyor.

Pagan dinlerinde insanların anlamlandıramadığı olayları veya kişileri tanrılar veya yaratıklarla tasvir etmesine gülüp geçerken şöyle bir düşünmeli. Modern çağda psikolojik bir olgu mitolojik kahraman Oidipus'la açıklanmaya çalışılıp, davranışlarına akıl yoluyla anlam veremediğimiz bir karakteri ''bu nasıl bir karakter?'' diye aklımızda sorduğumuz soruya, Sfenks gibi mitolojik bir yaratıkla cevap buluyorsak; gülüp geçmek değil; eski çağlardaki insanların hayal gücüne hayranlık duyup şapka çıkarmak gerek belki de.

Ama asıl şapkayı Sfenks'i verdiği cevaplarla tünediği yerden attıracak ya da kendi kendisini yemesini sağlayacak kişiye çıkarmalıyız herhalde. Şapka başımızda bekliyoruz bakalım.:)


11 yorum:

  1. Bir eskilerin eserlerine bakıyorum bir de bizim ruhsuz eserlerimize ve açıkçası hangi toplumun ve hangi yüzyılın geri kalmış olduğundan emin olamıyorum.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Al benden de o kadar. O yasak bu yasak şu ayıp öteki günah... Gel de hayal gücünü, ruhunu üretime dönüştür. Ne mümkün.

      Sil
  2. Teknolojik olarak ileride olabiliriz belki ama ruh ve duygu olarak yıllarca geride olduğumuzu düşünüyorum ben de.

    YanıtlaSil
  3. Her zamanki gibi muhteşem. Özellikle Sfenks benzetmenize hayran kaldım. Kendince doğru cevapları olan canavarların, iyi, doğru, kaliteli, bilgili, zeki insanları hiçi hiçine, kendi uygun gördüğü cevapları vermedikleri için parçalayıp yiyen Sfenks hatta Sfenkslerimiz var bir sürü. Allah sonumuzu hayır etsin. Ama, yok bence bu şeytansı varlıkları memnun edebilecek bir babayiğit :) Birbirlerini ne kadar zeki, ne kadar muhteşem, eşsiz ve üstün oldukları konusunda överek geri kalan herkesi yiyerek büyüdükçe büyüyorlar...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Mitoloji öyle keyifli ve zengin bir alan ki, neredeyse karşılaşılan her olay ve kişiye denk düşecek bir karakter veya hikayeyi çağrıştırıveriyor insana:)

      Sil
  4. Sfenks öteden beri çok estetik bir figür gelir bana (ay cümlenin devrikliğine bak ya gidiyorum ben! ) :)

    YanıtlaSil
  5. Doğrusu, son Antik Çağların Tanıkları sergisine gittikten sonra ne kadar yol aldık? Diye düşünüyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu benim de zihnimi fazlaca meşgul eden sorulardan birisi :)

      Sil
  6. Sfenks Yunan Mitolojisi' nde kadın başlı ve kötülük yapan bir canavar olarak tasvir edilirken, Mısır' da erkek başlı ve koruyucu olarak tasvir ediliyor. Demek istediğim, batıda kadın yerilirken (sfenks' le), doğuda tanrıçalar yüceltiliyordu. Sonra ne oldu da durum tersine döndü ve ne zaman? sorusu takıldı kafama güzel yazınızı okurken. Bir de Oidupus Kompleksini biliyordum ama Sfenks'le olan bilmece öyküsünü yazınızdan öğrendim ve "başını yiyecek" deyiminin kaynağını da. Ellerinize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sfenks'in bilmecelerinden farklı değil bu sorular:)) Hep arıyoruz ama tatmin edici bir cevaba bir türlü ulaşamıyoruz.

      Sil