Pek çoğumuzun Erzurum'un Dadaşından gayrısı hakkında pek fazla fikrimiz yoktur. Oysaki kültürü, sevimli şivesi, yemesi içmesi ve içinde
barındırdığı tarihi eserleriyle; keskin soğuğuna inat sıcacık kentlerden
biridir Erzurum. Yolunuz Erzurum’a düşerse ve siz; nasıl bir yerdir, ne yer ne
içilir, nerede gezip neler alınır merak ediyorsanız işte size Erzurum’la
ilgili bilinmesi gereken 10 şey:
1. Kışa sormuşlar nerelisin diye; ''Sivaslıyım ama
Erzurum'da oturuyorum'' demiş. Yani Erzurum’la ilgili bilinmesi gereken
ilk ve en önemli şey; soğuk, soğuk, soğuk… Yanınıza mümkün olduğunca yünlü ve
sıcak tutan kalın kıyafetler almayı ihmal etmemelisiniz. Yaz aylarının
en sıcak günlerinde bile akşamları üzerinize hafif bir ceket almanızı
gerektirecek kadar serindir Erzurum. Ziyaretiniz kış ayına denk geliyorsa,
kirpiklerinizi ıslatan gözünüzdeki nemin, minnacık kristaller halinde donduğunu
görecek ve iliklerinize işleyen soğuğa ne kadar hazırlıklı gittiyseniz o derece
mutlu olacaksınız. Sadece giyinerek
soğuğa karşı aldığınız önlemler bitmiyor tabi ki. Kışın en çok dikkat etmeniz gereken şey; yürüdüğünüz yerlerde saçakların altı ve
yakınlarında bulunmamak olmalı. Çünkü çatıların saçaklarından başınıza
düşebilecek devasa buzdan sarkıtlardan korunmak adına en fazla dikkat etmeniz gereken
şeylerden biridir bu.
Erzurum'da Kış
2. Erzurum’a giden birinin kentin en uzun ve canlı
caddesi olan Cumhuriyet Caddesini baştan başa arşınlaması gerek. Başka seçenek
var mı diye soracak olursanız; yok tabi ki. Çünkü Cumhuriyet Caddesi iki tarafına giyimden
yeme içmeye, teknolojiden sinemaya tüm mekânların sıralandığı Erzurum’un
kalbinin attığı tek cadde sayılabilir.
3. Tam Cumhuriyet Caddesinde yürümekten bıkkınlık
geçirdiğiniz anda, sizi güzel bir sürpriz karşılayacak. Cadde üzerinde, Selçuklu
dönemine ait muazzam bir eser olan Çifte Minareli Medreseyi görmek, tarihe biraz
merakınız varsa sizi mutlu edecek. Yapım kitabesi olmadığı için inşa tarihi
belli olmayan medrese, 13. Yüzyıl sonlarında Hundi Hatun ya da Padişah Hatun
tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesiyle Hatuniye Medresesi adıyla da
anılmakta. Tamamı figürlü süslemelerle kaplı taç kapısı karşısında hayran
olmamak, minarelerindeki estetik görsellikteki çinilerine bakıp sanatın taşa ince ince işlenişine saygı duymamak mümkün değil. Restorasyonundaki
hataları görmek sizi üzse de bu nadide tarihi eseri görmeden Erzurum’dan
ayrılmak haksızlık olur.
4. Cumhuriyet Caddesi üzerinden ulaşabilecek bir
başka Selçuklu dönemi eseri ise Yakutiye Medresesi. 1310 tarihinde Hoca Yakut
Gazani tarafından yaptırılan bu görkemli eserin de en göz alıcı bölümü yine
bezemelerle süslü olan taç kapısı. Şaşırtıcı olanı ise yanlarında bulunan iki minarenin üst bölümlerinin yıkılmasından sonra külahla kapatılan başları. Taç kapıda ve minarelerde bulunan çini süslemeler ise medresenin bir başka güzelliği.
5. Erzurum’a gidip oltu taşından yapılan bin bir
çeşit takı ve tespihi görmeden ve bir tespih ya da en azından bir yüzük almadan
gelmek olmaz elbette. Üstelik oltu taşı
malzemelerin satıldığı dükkânların gezileceği mekânın Kanuni Sultan Süleyman’ın
veziri Rüstem Paşa tarafından 1561 yılında yaptırılan Rüstem Paşa Kervansarayı ya da daha
bilindik adıyla Taşhan olması bu alışverişin güzel taraflarından biri. Tarihi
bir handa dolaşmanın keyfini, göz alıcı el işçiliği oltu taşı ürünlerle katlayarak artırmak sizin elinizde.
Taşhan
6. Küçük küçük kesilerek haşlanan hamurların
üzerine dökülen sarımsaklı yoğurt ve kıyma harcıyla yapılan Erzurum’a özgü bir
çeşit mantı sayılabilecek hingel mutlaka tadılması gereken lezzetlerden birisi.
7. Erzurum’da ağzı tatlandırmanın en güzel
yollarından biri de kadayıf dolması yemek elbette. Çiğ kadayıfın arasına ceviz koyup rulo yapıldıktan sonra yumurta harcına bulanıp, önce kızgın yağa,
ardından soğuk şerbete batırılarak yapılan bir tatlı çeşidi kadayıf dolması. Eğer
mümkünse, kadayıfların gındirlanışını (yuvarlanışı) ve pişirme aşamasını bir
Erzurumlunun ağzından kendi şivesiyle dinlemek ilk hedeflerden biri olmalı. Erzurumluların tatlı çeşitleri arasına
kattıkları en güzel lezzetlerden biri olan kadayıf dolması, Erzurum’da yemeden
gelinmeyecek şeylerin başında geliyor.
8. Erzurum’da insanı en çok şaşırtabilecek şey, bir kişinin ölümünü dilemenin envai çeşit yolunu duymaktır. Torpah
başa ile başlayıp, vurucun vura, ıssı yata soğuk kalkasın, boyun devrile, dilin dişin kitlene, çor içen
dola diye uzayıp giden bir liste, bu zengin beddua dağarcığı karşısında insanı
hayretler içinde bırakabilir.
Palandöken Dağında Kayak
9. Kış aylarında Erzurum’a gitmenin en zevkli
tarafı Palandöken’e kadar uzanıp kayak yapabilmektir. Kayaklarını omuzuna atıp
belediye otobüsüyle kısa sürede ulaşılabilinen, kent merkezine bu derece yakın
ender kayak merkezlerinden biridir Palandöken. Kayak becerisine güvenenler için
en tepeden başlandığında bitmek tükenmek bilmeyen uzunluktaki muazzam pist, uzun bir yolculuğa çıkmış hissi verir insana. Yok, ben kaymayayım ama Palandöken dağının yamaçlarında
karın tadını yiyip içerek çıkarayım derseniz onun da yolu var. Güneşin aksinin
düştüğü bembeyaz karların üzerinde yapılacak mangal keyfi sizi fazlasıyla tatmin
edecektir.
10. Son olarak Erzurum’u sevdim tekrar tekrar
gelirim diyorsanız; Abdurrahman Gazi Türbesine uğramanıza gerek yok. Şayet
sevmediyseniz ve bir daha Erzurum'da ne işim var diyorsanız o zaman durum başka. Abdurrahman Gazi Türbesi dönmeden mutlaka uğramanız gereken ve uğramışken türbe
yolundaki rampada vitesi boşa alarak aracın kendi kendine yukarı çıkışını görmeniz gereken amma büyülü, amma bilimsel açıklaması bulunan ilginç bir yer. Çünkü rivayet odur ki; bu türbeye uğramadan Erzurum’dan ayrılanlar,dönüp
dolaşıp Erzurum’a tekrar gelirler.
Bu eser Creative Commons Atıf 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.
Erzurum'u bir fotoğrafçı olarak görmek istediğim yerlerden birisi. Bir gün oralarda fotoğraf çekmek dileğiyle.:)
YanıtlaSilUmarım bu dileğin en kısa sürede kabul olur :) Erzurum'un soğuğundan şikayet edilir hep ama ben en çok karlı günlerini sevmiştim.
Sil